Garip, karışık, karman çorman fikirler ve doğru düşünemiyorum ve sana söylemek istediğim en basit şeyi bile söyleyemiyorum. | Open Subtitles | غريب و مشوش و فوضوي و لا أتمكن من ترتيب أفكاري ولا أتمكن من التعبير عن الأشياء الرئيسية التي أريد أن أقولها لكِ |
Biraz karışık bir durum ama sanırım yoluna girecek. | Open Subtitles | الوضع فوضوي قليلاً لكن أعتقد أنه سيكون على ما يرام |
Ayrıca mutfak berbat halde. Görmemeni umuyordum. | Open Subtitles | إضافة إلي أنّ المطبخ فوضوي كنت آمل ألا تراه هكذا. |
O sadece anarşist Günlüklerini yazmadı, Onun bağımsızlığa inancı vardı... | Open Subtitles | فهو لم يكتب فقط يوميات فوضوي ولكن كان لديه شجاعة |
Belki fark etmedin ama çocuklar bu ara biraz pasaklı görünüyor. | Open Subtitles | ربما انت لم تلاحظي لكن الأولاد يبدون بشكل فوضوي بالأونة الاخيرة |
"Yalnız yaşıyor, muhtemelen çok pis bir evde." "Evi muhtemelen temiz ve düzenli." | Open Subtitles | ـ يعيش وحيداً غالباً في منزل فوضوي منزله نظيف ومرتب |
Bugün güzel geçiyor. Biraz karmaşık, ama gene de iyi. | Open Subtitles | اليوم يسير على ما يرام , هو كان فوضوي قليلاً , لكنه على ما يرام |
Bu plaza eskiden dünyanın en büyük yaya yolu bağlantılarına sahip olan medinenin şehirsel bütünlüğü açısından ciddi bir tehlike olan, karmakarışık bir nakliye merkeziydi. | TED | كانت الساحة سابقا مركز تنقل فوضوي انتهك من الكمالية المدنية للمدينة، التي تحوي أكبر شبكة مشاة في العالم. |
Her şey yoluna girecek. Sadece buralar biraz karışık şu an. | Open Subtitles | كل شيء سيكون على ما يرام الأمر فوضوي قليلاً الآن |
Biliyorum bu karma karışık ve bu olmasını istediğin şey değil. | Open Subtitles | أعلم بأن ذلك فوضوي.. ولم تريدين ذلك بأن يحدث هكذا |
Tanrım, aklım çok karışık. Bunun için kendimi kötü hissetmiyorum. | Open Subtitles | يا إلهي ، أنا في حال فوضوي لا أشعر بالسوء حيال الأمر ، رغم هذا |
Biliyorum, biliyorum berbat haldeyim. | Open Subtitles | انا اعلم, انا اعلم, انا فوضوي انا سوف اتعامل معها |
Korktuğunda ve geri dönüp süründüğünde sadece her şeyi daha berbat ve korkunç yaparsın. | Open Subtitles | عندما تصابين بالفزع ، وتتراجعين عن القرار و تجعلين كل شئ فوضوي و فظيع |
Bir kaç federal iletişim kulesini hedef alan bir hükümet karşıtı anarşist. | Open Subtitles | بسبب الإلتواء الحلزوني المضاعف الذي أضافه إلى الأسلاك. إنه فوضوي معاد ٍللحكومة |
Normal birisi değildi, sosyalist, anarşist gibi bir şey. | Open Subtitles | يبدو انه لم يكن شخصا عاديا كان إشتراكي أَو فوضوي |
Kirli havlularını etrafta bırakıyor. pasaklı. | Open Subtitles | يترك المناشف القذرة في كل مكان انه فوضوي |
Bu iş sıradan bir adamı sokaklardan çekmek için yapılmış epey pasaklı bir adam kaçırma işi gibi duruyor. | Open Subtitles | حسنا ، ذلك يبدو مثل اختطاف فوضوي جميل فقط من اجل انتزاع شاب عادي من الشوارع |
Ben, pis bir boşanma davasında çalışan bir özel dedektifim. | Open Subtitles | انا سأكون صريحا معكي انا اتعامل مع طلاق فوضوي |
Çok dikkatli olmalıyız, yoksa durum çok karmaşık bir hal alabilir. | Open Subtitles | لذا يجب أن نكون حذرين وإلا سيكون الوضع فوضوي للغاية |
Güvende ve emniyette hissetmen için darmadağın bir çalışma alanı. | Open Subtitles | مكان العمل فوضوي ليجعلك تشعرين بالشرنقة والآمان |
- Biyoloji mükemmel bir pislik. - Nasıl durdurabiliriz? | Open Subtitles | علم الأحياء جد فوضوي. |
Doğada başından beri çok daha kaotik genetik değişiklik etkileşimi oluyor. | TED | الطبيعة هي تفاعل فوضوي بين التغييرات المورثية وهذا يحدث طوال الوقت |
Bir çocuk doğduğunda olduğu gibi bir nebze ortaya çıkar, biraz dağınık ve karışıktır, ama birçok olasılıkla doludur. | TED | إنها تنبثق قليلاً مثل طفل مولود، نوعا ما فوضوي و مضطرب لكن مليء بالإحتمالات. |
Senin her zaman ki kaos'unu çözelim. | Open Subtitles | دعنا نجرب إن كنا سننجح في جعلك غير فوضوي |
Kahretsin. Tam da takıma dönmeye başlamıştım. Çalışma programım tam bir karmaşa. | Open Subtitles | تبا لقد عدت لتوي الى الفريق جدولي فوضوي للغاية |