burada büyük bir karmaşa içinde olduğumu söylemeye çalışıyorum. | Open Subtitles | أحاول أن أقول لكِ أننا فى فوضي كبيرة هنا. |
Neler olup bitiyor bilmiyorum ama tam bir karmaşa var gibi görünüyor. | Open Subtitles | أنا لاأعلم ,ماذا يحدث هُنـاك لكـن يبدو الأمر .فوضي عنقودية |
Arka sokağı berbat ettiler. Geri dönüşüm yapan insanlar onları almaya girmiyor. | Open Subtitles | فهم يصنعوا فوضي في الرواق الخلفي رجال إعادة التصنيع لا يمكنهم الدخول وجمعها |
Bölgede trafik gitgide sıkışıyor. Burada tam bir kaos var | Open Subtitles | وازدحام مروري شديد يزحف علي المنطقة * إنها فوضي عارمة |
Boktan bir karışıklık oldu, herkes rahatladı. | Open Subtitles | حدثت فوضي كبيرة أثناء إستبدال القوات |
Senin önemsiz varlığın bile kaosa neden oluyor, İntikamcı. | Open Subtitles | حتى وجودك بدون سبب ادي الي فوضي , ايها المنتقم |
karışık bir mesele gibi görünüyor. | Open Subtitles | حيث أن تلك الوظيفة كانت فوضي رهيبة |
Şehirde kargaşa vardı. Terk etmek mantıklı geldi. | Open Subtitles | كان هناك فوضي في المدينه بدا من الطبيعي ان اعود |
Kundakçıların,karmaşa içinde olması belki sadece basit bir efsanedir, fakat örneklerden biliyoruz ki, seri kundakçıların çoğu patolojik yangınlar çıkarmaktan zevk alır. | Open Subtitles | هوس إشعال الحرائق يُعدّ فوضي عقلية رُبّما بتخيّله هي أسطورة بسيطة ولكننا نعرف من السوابق أن المُخرّبون .. التسلسليون يجدون |
Ölümden sonraki karmaşa her gün kontrol altında tutulmalı. | Open Subtitles | -هناك الكثير من فوضي ما بعد الموت التى تحتاج الى التعامل معها يومياُ... |
Öyle olsaydı nasıl bir karmaşa olurdu, değil mi? | Open Subtitles | اي فوضي كانت لتحدث عندها ? |
berbat bir haldesin, dostum. Kötü çarpmışlar. | Open Subtitles | انت في حالة فوضي حقيقية ياصديقي ، اعني انك ممزق كليا |
Kesinlikle, futbolla işim bitti. Eğer bu kurabiyelerin berbat olduğunu düşünüyorsan, birde Lavon'un mutfağına bakmalısın. | Open Subtitles | ام ام , نعم لقد انتهيت منها اذا كنت تعتقدين الحلوي في حالة فوضي |
Burada da, orada da her şeyi berbat ettim. | Open Subtitles | لقد تسببت في فوضي عارمة سواء هنا او هناك |
Eğer bu bir saldırıysa, ve orada bir kaos var.... ...yanlış kişilerin Jericho'nun hala yerinde olduğunu bilmesini istemezsin. | Open Subtitles | اذا كان هذا هجوم, وهناك فوضي بالخارج هناك ربما لاتريد الناس ان يفهموا الامر خطا ان (جيركو )مازالت هنا |
Tam anlamıyla kutsal bir kaos. | Open Subtitles | حسناً ، تعلم ، فوضي دينية كبيرة، |
Çoğalıcıları yendik, Michael'ın planlarını bozduk, ve Wraithler karışıklık içinde. | Open Subtitles | لقد هزمنا (الربيلكتورز), نحن عارضنا خطط (مايكل), و ان (الريث) فى حالة فوضي. |
Yarım yüzyıl sonra dünya kaosa girdi. | Open Subtitles | بعد نصف قرن،انزلق العالم إلي فوضي |
karışık yer, anakara. | Open Subtitles | الجزيرة الرئيسيّة مكان فوضي. |
Dükkanlar dağıtılmış, araba camları kırılmış, genel kargaşa. | Open Subtitles | المحلات تحطمت نوافذ السيارات تهشمت فوضي عارمة |
Ne yazık ki ortalık biraz dağınık bay West | Open Subtitles | اخشي ان المكان مازال به فوضي كثيره يا سيد ويست |
Bil diye söylüyorum, pek de küçük olmayan bir parçası senin eserin olarak, ben epey dağılmış durumdayım. | Open Subtitles | فقط لتعلم وليس بقدر قليل والفضل يرجع لك أنا في حالة فوضي عارمة |
Orada büyük bir dağınıklık var. | Open Subtitles | -لقد ادركتُ هذا هُناك فوضي عارمة. |