Kuzey Işıkları Kışın görülürdü, değil mi? | Open Subtitles | يمكنك أن ترى أضوية الشمال فى الشتاء , أليس كذلك ؟ |
Kuzey Işıkları Kışın görülürdü, değil mi? | Open Subtitles | يمكنك أن ترى أضوية الشمال فى الشتاء , أليس كذلك ؟ |
Güneşle birlikte kırlangıçlar güneye uçmuş olabilir... ya da leylekler ya da göçmen kuşlar Kışın daha sıcak bölgeler arıyordur... ..kaldı ki bunlar bizim diyarımıza hiç de yabancı değil. | Open Subtitles | طائر السنونو من الممكن أن يطير جنوباً أَو طائر الزقزاق قد يريد مناخ أدفأَ فى الشتاء هؤلاء من الممكن أن يأتوا إلى أرضنا |
Hiç Kışın böyle bir yerde uçtun mu? | Open Subtitles | هل سبق لك ان طرت فوق الغابات فى الشتاء ؟ |
Gelecek kış olacak. O zamana dek bir ordu yollamazlarsa, yaşlı ölü olacağız. | Open Subtitles | سيكون هذا فى الشتاء القادم ، اذا لم يرسلوا الينا السلاح ، فسنموت من العجز |
Yazları yanarken, kışları da donduk. | Open Subtitles | إننا كنا نحترق فى الصيف و نتجمد فى الشتاء |
Fakat Kışın çok soğuk olur. Bir keresinde kışı denemiştim. | Open Subtitles | ولكنها باردة جدا فى الشتاء لقد جربت الشتاء مرة |
Onlar göçmen kuş. Atalarının hep yaptığı gibi Kışın güneye giderler. | Open Subtitles | ويذهبون جنوباً فى الشتاء تماماً كأسلافهم |
Su boruları Kışın patlar yalnızca. | Open Subtitles | عادة لا تنكسر انابيب المياة الا فى الشتاء |
Vahşi atların Kışın güneye göç ettiklerini bahar belirince de çayırlardan tekrar hızla geçtiklerini gördüm. | Open Subtitles | رأيت الحيوانات البرية تهاجر فى الشتاء. وتعود عبر الحقول عندما يظهر الربيع. |
Kışın buz gibi suyla yıkandım, hastalandım. | Open Subtitles | انا اجبرت على اخذ حمامت بارده فى الشتاء وأصبت بذات الرئه |
Elk var olan en yüksek miktarda proteinle beslenmek için Kışın yemek sitilini değiştirmeyi öğrenmiştir. | Open Subtitles | الأيّل قد تعلم كيف يغير عاداته الغذائية فى الشتاء للتغذي فقط على العلف البروتيني المتوفر. |
Kışın, yaz için biriktirdiğin parayı harcarsan planlama işe yaramaz. | Open Subtitles | لا جدوى من التخطيط طالما أنكِ تنفقين أموال الصيف فى الشتاء |
Ama ben, o Kışın da çıkan gülleri çok severim, siz sevmez misiniz? | Open Subtitles | ولكنى افعل مثل هؤلاء المرتدين للملابس الثقيلة فى الشتاء |
Hezhe halkı gibi domuzlar da Kışın yiyecek bulmakta zorlanıyorlar. | Open Subtitles | مثل شعب الهزي، الخنازير تجد صعوبة في جمع الطعام فى الشتاء. |
Bir ayı yatağa erken gider, Celestine, özellikle Kışın. | Open Subtitles | الدببة تستيقظ مبكراً يا سيلتسين خاصة فى الشتاء |
Yok, Kışın biz de eldiven giymek zorunda kalıyoruz. | Open Subtitles | لا. فى الشتاء علينا ان نرتدى القفازات ايضاً |
Şöyle düşünelim, Kışın bir barajdaki su donarsa, ...baraj kenarındaki buz kırılır. | Open Subtitles | بالتفكير فى هذا، إن تجمدت المياة على حافة السد فى الشتاء ، فسوف يتكسر على حافة السد. |
Bir keresinde Kışın Londra'daydım. | Open Subtitles | لقد كنت فى لندن ذات مرة فى الشتاء |
Yerine geldiğim sorumlu kişi kış bekçisi olarak, Charles Grady adında bir adamı işe aldı. | Open Subtitles | المدير الذى كان موجوداً قبلى إستخدم رجلاً إسمه تشارلز جريدى كمشرف على الفندق فى الشتاء |
Ve kış geldiğinde her yer karla kaplandığı zaman... öğleden sonra 4:30 civarında, hava kararmaya yeni başladığında ve ışıklar yandığında... her yer sisli görünür. | Open Subtitles | و فى الشتاء ، حين تكون مغطاة بالثلج حوالى الرابعة و النصف مساءاً حين يبدأ الظلام و تنار الأضواء ينتشر الضباب |
Yazları yanarken, kışları da donduk. | Open Subtitles | إننا كنا نحترق فى الصيف و نتجمد فى الشتاء |