Belli ki Fas'ta söylediğinden çok daha iyi vakit geçirmişsin. | Open Subtitles | يبدو أنك قد قضيت وقتاً رائعاً فى المغرب لكن هاقد أفشى سرك |
Yani teorik olarak değil. Fas'ta bir Bedevi töreni yapılmıştı. | Open Subtitles | أنا أعنى أنه ليس زواجنا بالظبط كما عندنا لقد كانت مراسم بدوية فى المغرب |
Sabıka kaydın yok. Fas'ta kocanla birlikte tatildeydin. | Open Subtitles | ليس لديك سجل إجرامى وكنت تقضى إجازة فى المغرب مع زوجك. |
Bu yüzden Raymond'u öldürdüler. Fas'ta onlara hiç aldırmadık. | Open Subtitles | لهذا السبب قتلوا رايموند لقد تجاهلناهم فى المغرب تماماً. |
Luc Jacqnoud önümüzdeki 48 saat içinde Fas'a inecek. | Open Subtitles | لوك جاكنند يجب أن يكون فى المغرب خلال 48 ساعه |
Gray'in Fas'ta kalması için yanlış yapılmış bir rezervasyon kovulmasına yetti. | Open Subtitles | فى وقت غير مناسب توقفت جراي فى المغرب و ميجان كانت قد ذهبت. |
Fas'ta onu elçilik görevlisi adamla birlikte tesbit etiik. | Open Subtitles | رأيناها فى المغرب مع رجل بالسفارة. |
Fas'ta yaşayabileceğine inanıyor musun? | Open Subtitles | أنت لا تعتقد انك ستصمد فى المغرب |
Biliyordum, bu yüzden uzaklaştım. Grutter'le Fas'ta tanıştım. | Open Subtitles | لذلك رحلت "وقابلت "جروتير" فى "المغرب |
- Fas'ta mı yaşıyorsunuz, bay Bernard? | Open Subtitles | -هل تُُُُُُُُُُُُُُُُُُُُقيم فى "المغرب" سيد (برنارد ). |
Fas'ta iyi şanslar. | Open Subtitles | حظ سعيد فى المغرب |
- Kız Fas'ta bulunuyor. Her şey zarfın içinde. Erik'le ben ilgileneceğim. | Open Subtitles | إنها فى المغرب كل شئ فى المظروف (دع لى (إريك |
Fas'ta yemek. | Open Subtitles | (أفعلها دائماً فى (المغرب |
Raporlara göre bir müşteriyle buluşmak için Fas'a gidecek. | Open Subtitles | تقارير مخبرينا تقول أنه سيكون فى المغرب لمقابلة عميل |
Uçuş kayıtlarına göre David Densham'ın kafası ezildikten saatler sonra özel jetiniz altı kişiyle birlikte Fas'a havalandı. | Open Subtitles | قاد فريق من 6 أشخاص سجلات الطيران تؤكد أن طائرتك الخاصة تركت فى المغرب مع 6 أشخاص على متنها |