"فى النادى" - Translation from Arabic to Turkish

    • kulüpte
        
    • kulüp
        
    • kulübümde bir
        
    Bu akşam yemek için kulüpte bize katılmaya ne dersin? Open Subtitles ماذا عن الإنضمام إلينا هذه الليلة للعشاء فى النادى ؟
    O gittikten Çünkü çocuk üzerinde bunun bazı o kulüpte boğularak. Open Subtitles بعضاً منها على الفتى الذى قام بخنقة حتى الموت فى النادى
    Herhalde o gece kulüpte tam bir budala olduğumu düşünmüştün. Open Subtitles أعتقد أنك قد لعبت بى لكى تفوزى بالجائزة نلك الليلة فى النادى
    Yaklaşık bir saat önce beni aradı ve kulüpte akşam yemeği yiyeceğimizi söyledi. Open Subtitles لقد اتصل بى منذ حوالى نصف ساعة و أخبرنى أننا سنتناول العشاء فى النادى
    - Kolaylaştırır size de kulüp ne buldum Sadece gibi. Open Subtitles مثل التى عثرت عليها فى النادى , ذلك يسهل الامر
    Ama kulübümde bir randevum var. Senatör Fuller ile yemek yiyeceğiz. Open Subtitles و لكن لدى موعد فى النادى الغداء مع سيناتور " فوللر"
    Ve dahası, bu benim son 20 yılda kulüpte viskimi içmeyi kaçırdığım tek Cumartesi akşamı. Open Subtitles وفوق ذلك ,فهذه اول مرة منذ 27 عاما ان يفوتنى حفل الويسكى ليلة السبت فى النادى.
    Geçen gece kulüpte bana 20 sterlin borç vermişti. Open Subtitles الذى اقرضنى 20 جنيه الليلة السابقة فى النادى ؟
    Çalıştığım kulüpte dün gece bir adam öldürüldü. Open Subtitles قتل رجل فى النادى الاجتماعى الذى أعمل به ليلة أمس
    Neyse ki kulüpte çalışan birinin hasta olduğu bildirildi. Open Subtitles هذه العمليه موقها القبو سيدعى موظف فى النادى المرض
    Bana ihtiyacın olursa Ben kulüpte olacak. Open Subtitles سأكون فى النادى اذا احتجتمونى . وقتا سعيدا
    Karnımı acıktırdın. Hadi bırak şunu, kulüpte yemek var, yiyebiliriz. Open Subtitles ,إتركِ ما تفعليه, هيا الكل يأكلون فى النادى
    - kulüpte diğerleriyle olmalıyız. Open Subtitles ـ فى النادى كنا سنصبح بين الناس ـ أنتِ على حق
    Bir kulüpte olduğu doğru. Ama Hollywood'da, striptizci olarak. Open Subtitles . هى فى النادى ، لكن فى هوليود تعمل راقصة متعرية
    Başbakanla sadece bir şeyler içtik kulüpte. Open Subtitles ببساطة, انا و رئيس الوزراء تناولنا الشراب فى النادى
    kulüpte karşılaştığını söylemiştin, değil mi? Open Subtitles انت قلت انك قابلتيه فى النادى اليس كذلك؟
    Ve kulüpte imza, bu bulduğumda bir şey söylemedi. Open Subtitles و عندما عثرنا على ذلك التوقيع فى النادى انت لم تقل شيئاً
    Ben ve Gwen, bir kulüpte bu yaşlı adam bir araya geldi. Open Subtitles انا و جوين, قابلنا ذلك الرجل الكبير فى النادى
    O gece, sen ve Jack Witten kulüpte vardı, birlikte eve gitti. Open Subtitles تلك الليلة, انت وجاك ويتِن كنتم فى النادى انتم ذهبتم الى المنزل سوياً
    kulüpte bir çok farklı kızla zaman geçiriyorum. Open Subtitles انا امضى وقتى مع الكثير من الفتيات المختلفات فى النادى
    Salı günleri Olympic kulüp'te onunla golf oynuyorum. Open Subtitles ألعب معه الجولف كل ثلاثاء فى النادى الأوليمبى.
    Bunları, kulübümde bir daha görmek istemiyorum. Open Subtitles سعيد لمقابلتكم . لا أريد أن أراكم فى النادى مرة ثانية

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more