"فى الهواء" - Translation from Arabic to Turkish

    • havaya
        
    • havada
        
    • Havadaki
        
    • havadayken
        
    Dişleri kıracak kadar sert ısırabilseydi organizmalar birleşip üreyecekler, ve havaya karışacaklardı. Open Subtitles ان عضد عليهم بقوه فالفيرس سوف يتكاثر وينتشر وينتشر فى الهواء الجوى
    Ama bu can sıkıcı pub'ı yarım mil havaya uçurmaya yeterli. Open Subtitles ولكنها كافية لنسف هذا المكان وقذفة لبعد نصف ميل فى الهواء
    Bir top dondurmayı havaya fırlatır, yüksekliği ve hızı ayarlardım ve-işte! Open Subtitles كنت أرمى مغرفة من المثلجات عالياً فى الهواء و بسرعة
    Yani , ben yatakta böyle yatıyordum , bir ayak şöyle havada .. Open Subtitles أعنى انا كنت نائم على السرير مثل هذا مع ساق مفروده فى الهواء
    Cisimlerin havada yüzmelerini sağlamak için, araştırma yapıyordum. TED لقد أستكشف، فى وقت مبكر حقاً، أريد جعل الأشياء تطفو فى الهواء.
    Seni Duncan'a götürdüğünü söylediğin Havadaki hançer gibi. Open Subtitles هذا هو الخنجر المحمول فى الهواء الذى قادك إلى دنكن
    İki gümüş doları birden havadayken vuran kimse olmadı! Open Subtitles لا يوجد من يستطيع إصابة عملتين وهما فى الهواء
    Üç deyince, iki kişi ellerindeki gümüş doları havaya fırlatacaklar. Open Subtitles أريد أن يقذف رجلان هاتين العملتين فى الهواء
    - Kılıcımı havaya fırlattım... - Porthos! Porthos! Open Subtitles لقد القيت بسيفى فى الهواء بورثوس ، بورثوس
    Teknenin ön tarafı içindeki personelle birlikte havaya uçtu. Open Subtitles فكان مصيرها أن المقدمه الأماميه بمن فيها من جنود تناثرت أشلائهم فى الهواء
    Şu anda pervasızca havaya ateş ediyorlar gibi görünüyor. Open Subtitles يبدو أنهم سيطلقون بضراوه فى الهواء بمجرد أن أتكلم
    Şu anda pervasızca havaya ateş ediyorlar gibi görünüyor. Open Subtitles يبدو أنهم سيطلقون بضراوه فى الهواء بمجرد أن أتكلم
    Yapman gereken, havaya biraz sıkmak sonra da kokuya doğru böyle yürümek. Open Subtitles بل ترشها فى الهواء ثم تمشى عبر الرائحة فحسب
    Benim kadar ağır olmalı ama havada bir balon gibi süzülüyor. Open Subtitles أنه فى مثل وزني تقريباً ولكنه يطفو فى الهواء كالمنطاد
    Sana karada araçlar, havada helikopterler binada ajanlar istemiyorum demiştim. Open Subtitles انا قلت لا سيارات فى ارض الاستاد, و لا طيارات فى الهواء ولا وكلاء فى المبنى
    Uçarken havada titreşim yayarlar. Open Subtitles فهم يصنعون إضطراب فى الهواء بينما يطيرون خلاله
    Bu adamı havada uçarken ikinci kez vuruyorum. Open Subtitles إنها ثانى مرة أضرب هذا الرجلِ بينما هو طائر فى الهواء
    Bu adamı havada uçarken ikinci kez vuruyorum. Open Subtitles إنها ثانى مرة أضرب هذا الرجلِ بينما هو طائر فى الهواء
    havada uçabilirim. Suda yürüyebilirim. Open Subtitles استطيع ان اعوم فى الهواء استطيع ان اسير على الماء
    Karanlığın sesleri. Havadaki garip türküler. Open Subtitles أصداء أصوات فى الظلام وأصوات غناء فى الهواء
    Burası iğrenç bir yer. Havadaki mikropları neredeyse görebiliyorum. Open Subtitles هذا المكان مقرف ، فأنا باستطاعتى رؤية الجراثيم فى الهواء حتى
    havadayken onları üzerimden atarım, çok azı omuzlarımda kalır. Open Subtitles إننى ألقى بهم فى الهواء و القليل منها تحط على كتفى
    Çok büyükler ama havadayken son derece kıvraklar. Open Subtitles هم كبيرون جداً , لكن يجيدون المناورة فى الهواء

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more