"فى حالة" - Translation from Arabic to Turkish

• durumunda
• eğer
• içinde
• durumda
• ihtimaline karşı
• an
• halinde

Kaptan, gemi halen genel alarm durumunda. 3. pozisyona geçmek için izninizi istiyorum
أيها القبطان , السفينة مازالت فى حالة طوارئ , أطلب السماح للوضع 3

Birilerinin otelden çıkmaya çalışması durumunda ne tür bir kuvvet uygulayacağınız belirtildi mi?
حسناً هل عرفوا مدى إستعمال القوة فى حالة اذا حاول أحد مغادرة الفندق؟

Ve eğer ona bir şey olursa bunu okuyup... sana vermemi istedi.
وتعليماته كانت أنه فى حالة حدوث شىء له فعلى قرائته واعطائه لك

Öyle olmasa şu anda korkunç bir acı içinde ya da ölmüş olurdun.
لآنهم لو أخذوها لأصبحت فى .. حالة ضعف و ألم شديدين أو ميت

Albay, üzüntülü bir durumda. Ve kendini yatak odasına kapatıp yalnız kalıyor.
الكولونيل, كان فى حالة هائجة, قام باغلاق غرفة نومه على نفسه بمفرده

Uyuyamam. Uyanma ihtimaline karşı burada kalmak istiyorum.
لن يمكننى النوم ، أريد البقاء هنا فى حالة ما استيقظ

Şu an üzerinde taşıdığın virüs eğer belirtilerini göstermezse, başkasına bulaştıramazsın.
فى حالة هذا الفيروس, اذا لم تصاب بالأعراض فإنك لم تنقله

Korkunç ve sürekli devam eden bir rüya halinde yaşıyor gibiydim.
و كنت نوعاً ما أحيا فى حالة دائمة من الأحلام المروعة

Savaş durumunda olsaydık uyarı verme aşamasını es geçer derhal bize saldırırdı.
ان كنا فى حالة حرب كان سيتجاوز الانذار و يهاجمنا فى الحال

İhtiyacınız olması durumunda, ofisim yolun aşağısında.
مكتبى فى اسفل الشارع . فى حالة إذا إحتجتى إلى

Sokak gibi sert biz yüzeye düşme sonucu şok durumunda, bu lezyonlar olamazdı.
أما فى حالة الصدمه الناتجه عن السقوط على سطح صلب كالشارع فهذه الأضرار لن تحدث

Yalnız, saat farkının ne kadar kritik olabileceğini bilmiyoruz ancak alarm durumunda bulunun."
نتساءل ما أهمية هذه الساعة .. لنعرف . ولكى نكون فى حالة تأهب وفقاً لذلك

- eğer yeni bir hayat... - Bunu telefonla da yapabilirdin.
فى حالة لو أردت المحاولة كان ممكن ان تفعلى ذلك بالتليفون

eğer çözelti çok soğuksa... bu emülsiyonun leke ya da bozukluk yapmasına sebep olabilir... özellikle de yılın bu vakti.
لكن فى حالة لو الجو بارد جداً يمكن ان يسبب التحميض الشرخ او التصدع خصوصاً فى هذا الوقت من السنة

Birkaç hafta önce Bay Blessington, yüzünden rahatça anlaşılabilen bir huzursuzluk içinde aşağıya geldi.
منذ عدة اسابيع مضت,جاءنى السيد بليسينجتون كما يبدو لى فى حالة كبيرة من الهياج والانزعاج.

Onu beğendiği çok açık. Öyleyse duyguları hakkında onu şüphe içinde bırakmamalı.
ـ من الواضح أنه معجبْ بها للغاية ـ اذاْ عليها الاتتركه فى حالة شك

gizemli motosikletli çete tüm şehri heyecan içinde bırakarak saldırdı.
جماعة الدراجة المجهولة لديها اهتمام.. أن تجعل المدينة فى حالة اهتياج شديد

Ve ortaya şöyle bir şey çıkıyor ki: yaşadığımız stresi türü ve rahatlamış bir durumda kalabilmek için vücudumuzun düzenli çalışması aşırı derecede kim olduğumuza bağlı.
لكن يتضح أن نوع الضغط الذي نعايشه وسواء استطعنا البقاء فى حالة استرخاء وقتاً كافياً لنحافظ على أجسادنا تعمل بكفاءة يعتمد ذلك كثيراً على من نكون.

İyi durumda değilsin. Benimle boğuşmamalısın.
انت لست فى حالة جيدة لايجب ان تتعارك معى

Üçe kadar saydığımda, derin hipnotik durumda olacaksınız.
حين أعد لثلاثة ، ستكونين فى حالة تنويم عميق كامل

Peşimize düşmeleri ihtimaline karşı ayrı ayrı gideceğiz.
يجب علينا ان نركب ونتفرق فى حالة لو تتبعونا

Sayım Bürosu Haberleşme Merkezi'yle temasa geçmeni istiyorum, bizden önce onu bulma ihtimaline karşı.
أُريدُ وصلة اتصال دائمة إلى مركز الاتصالات مكتب الإحصاء السكانى فى حالة اذا تلقوا هم ضربة لا تصيبنا نحن

Sorun baban, Yüzbaşı. Şu an hastahanede ve durumu ciddi.
إنه والدك أيتها الكابتن إنه بالمستشفى فى حالة خطرة

Ölümüm halinde ABD konsolosuna haber vermesini iste.
فى حالة موتى اطلب منه ان يُبلغ القنصلية الأمريكية