Kızkardeşim arkadaki yatak odasında öldü ve o öyleydi, pis bir sır. | Open Subtitles | اختى ماتت فى غرفة النوم الخلفي و هذا ما كانت عليه سر |
Beth, yatak odasında kal. Ben hallederim. | Open Subtitles | بيث, انتظر هنا فى غرفة النوم, دعينى اتولى هذا |
Babama kızgın değildim, annemle onun yatak odasında neler yaptığını öğrendiğimde bile ona kızmadım. | Open Subtitles | حتى عندما كبرت بما يكفى لأعلم ما يفعله مع أمى فى غرفة النوم |
Kendini yatak odasına kitlemen gerekiyordu. | Open Subtitles | أنتِ من المفترض أن تحبسى نفسك فى غرفة النوم. |
Onunla kendini kaşıdığını gördüğümden beri hayır. Yatak odasındaki televizyona bak, uydu şirketini arıyorum. | Open Subtitles | ليس منذ ان رأيتك تحك نفسك بة تفقدى التلفاز الذى فى غرفة النوم و انا سأتصل بالشركة |
Farkında mısın bilmem, ama yatak odasında bazı şeyler oluyor. | Open Subtitles | لا ادرى إن كنت لاحظت ولكن أنا لدى اشياء تحدث فى غرفة النوم |
Koca yatak odasında başka bir şey düşünüyorsa, bu iyiye işaret değildir. | Open Subtitles | فى غرفة النوم.. فهى اشارة غير مطمئنة ولماذا فقط غرفة النوم؟ |
Ve taşındığımızda yatak odasında gürültü çıkarabilenin sadece annen olmadığını göstereceğim sana. | Open Subtitles | وعندما ننتقل وعندما يحدث سوف أريك من الذى يستطيع أن يقوم بضوضاء اكبر من والدتك فى غرفة النوم |
yatak odasında bir şeyleri değiştirmemizi söyleyen sendin. | Open Subtitles | انت من تقول دائما انك تريد تحريك الامور فى غرفة النوم |
Kız arkadaşının evinin ana yatak odasında bir Brezilyalı bomba kalıyorsa unutmazsın! | Open Subtitles | امرأة برازيلية فى غرفة النوم الرئيسية لمنزل حبيبتك وانت تنسى اخبارها ؟ ؟ |
yatak odasında bir mektup açacağı var. | Open Subtitles | لقد كانت هناك فاتحة خطابات فى غرفة النوم |
Or, Donnelly annesi onu yatak odasında size tuzak gerekir. | Open Subtitles | او تخرجوا , يجب ان تنصب والدة دونلى فخاً لك فى غرفة النوم |
Biliyorsun, belki ne dün gece yatak odasında başlamadı oldu. | Open Subtitles | تعرفين ربما ما حدث الليلة الماضية لم يبدأ فى غرفة النوم |
Launceston'a bir adamla geldim ama beni handaki yatak odasında bırakıp gitti. | Open Subtitles | أتيت إلى "لاونسستون" مع رجل ولكنه تركني فى غرفة النوم فى النُزل |
Büyük yatak odasında yatabilirsin, ben Japon şiltesinde yatarım. | Open Subtitles | تستطيع النوم فى غرفة النوم الرئيسية وأنا سانأم على الاريكة |
Öldürüldüğü yatak odasında, öldürüldüğü yatakta bulunan. | Open Subtitles | فى غرفة النوم التى قتلت بها والسرير الذى قتلت عليه |
Telefon yatak odasında bayım. | Open Subtitles | إن الهاتف فى غرفة النوم يا سيدى |
Onları yatak odasında okuyabilirsin. Vargas yalnız kalsın istemiyorum. | Open Subtitles | يمكنك قراءتهم فى غرفة النوم لا أريد أن أترك " فارجاس " بمفرده |
Pekala Susy, şimdi yatak odasına gitmeni istiyorum. | Open Subtitles | "حسناً , يا "سوزى والآن , أريدكِ فى غرفة النوم |
Tamam da yatak odasına girmesen. | Open Subtitles | لكنت لا تفعلى ذلك فى غرفة النوم |
Hey, tatlım, Yatak odasındaki beşiğin ne kadar güzel göründüğünü görene kadar bekle. | Open Subtitles | حبيبى، انتظر حتى مدى روعة فراش الطفل فى غرفة النوم |
- Yatak odasındaki dolap kilitli. - Orada değil. | Open Subtitles | هناك خزانة مغلقة فى غرفة النوم ليست هناك . |