"فية" - Translation from Arabic to Turkish

    • bir
        
    • kadar
        
    • gün
        
    Büyük bir peruk, bir sürü püskürme ben ayrıca istediğin kadar enfiye. Open Subtitles شعر مستعار طويل , الكثير من مساحيق الجمال وكل ما ترغب فية
    Burada senin gibi bir vahşiyi kapatacak sağlamlıkta kafesimiz var. Open Subtitles لدينا قفص قوي بما فية الكفاية لحبس حيوان مثلك هنا
    Ve bugün ben planör pilotu toplumda herşey bir şiddet. Open Subtitles واليوم انا طيار منزلقَ في مجتمع كُلّ شيء فية عَنيف.
    Ta ki hain bilim adamı hastalığımızın tedavisi ile Southland'e gelene kadar. Open Subtitles حتى جاء يوما جاء فية احد العلماء المرتدون من الجنوب بعلاج لمرضنا
    Evlenme teklif ettiğim gün bana bunun hayatının en mutlu günü olduğunu söylemiştin. Open Subtitles اليوم الذى طلبتك فية للزواج انتى اخبرتينى ان ذلك كان اسعد يوم بحياتك
    - Viktor, daha doğmamış olduğun bir dönemi özlediğinin farkında mısın? Open Subtitles هل تلاحظ انك لديك حنين لعصر لم تولد حتى فية ؟
    Ama önümüzdeki birkaç geceyi geçirecek bir yere ihtiyacım var. Open Subtitles بالرغم من اننى بحاجة الى مكان للمبيت فية الايام القادمة
    Köpeğin kazdığı yer. Şu çiçeklere bir bakın. Open Subtitles المكان الذى كان الكلب يحفر فية إنظرى إلى تلك الزهور
    Köpeğin kazdığı yer. Şu çiçeklere bir bakın. Open Subtitles المكان الذى كان الكلب يحفر فية إنظرى إلى تلك الزهور
    Küçük bir yürüyüş yapacağız. Oynayabileceğimiz güzel bir yer biliyorum. Open Subtitles لنتمشى انا اعرف مكان جميل و هادئ يمكننا ان نلعب فية
    Birlikte vakit geçirebileceğimiz bir yer biliyorum. Open Subtitles فكرت أن نخرج سوياً أعرف مكاناً يمكننا أن نمضى فية بعض الوقت معاً, موافق ؟
    Öğretmen, onlar olmasaydı biz bir hiç olurduk diyor. Open Subtitles المعلم يقول أنة لم يكن لدينا مكان نعيش فية بدونهم
    Bizim oranın tarım ürünlerini temsil eden bir geçit töreni olacaktı. Open Subtitles من المعتاد وجود إناء فارغ يوضع فية منتجات بلدتنا الزراعية
    Öğretmen, onlar olmasaydı biz bir hiç olurduk diyor. Open Subtitles المعلم يقول أنة لم يكن لدينا مكان نعيش فية بدونهم
    Bizim oranın tarım ürünlerini temsil eden bir geçit töreni olacaktı. Open Subtitles من المعتاد وجود إناء فارغ يوضع فية منتجات بلدتنا الزراعية
    Bunu bulabilecek kadar geriye gidebilirsek. Open Subtitles لو يمكن أن نرجع للماضي بما فية من الكفاية للإكتشاف . لو تخبروني أسمائكم
    Onları yakalayacak kadar hızlı tekneyi nereden buluruz, bilmiyorum. Open Subtitles لكنني لا أدري أين اعصر على قارب سريع بما فية الكفاية للقبض عليهما
    bir adam neden polis olacak kadar delirir? Open Subtitles ما الذي يجعل الرجل مجنوناً بما فية الكفاية ليلتحق بالشرطة
    Bu evin üzerinde ne var bilmiyorum ama her ne ise, bu dünyada bir delik açıp kızınızı sizden koparacak kadar güçlü. Open Subtitles لا أعرف ما الذي يحوم حول هذا المنزل لَكنَّه كان قوي بما فية الكفاية لكي يثقبُ فتحة إلى هذا العالم و يَأْخذُ إبنتكِ منكِ
    Yapma. Moruk tüm gün uğraşmış. Ye hadi. Open Subtitles تعبت العجوز فية طِوال النهار يَأْلا كلُيه الآن

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more