Leydi Catherine'e de özürlerimi ilet, Fitzwilliam. | Open Subtitles | اوصل اعتذاراتي الى السيده كاثرين، فيتزويليام. |
Benden on yaştan fazla küçük olan kız kardeşim Georgiana, Albay Fitzwilliam'ın ve benim vasiliğimize bırakılmıştı. | Open Subtitles | اختي، جورجيانا، التي تصغرني باكثر من عشر سنوات تُـركت في وصايتي والعقيد فيتزويليام |
Albay Fitzwilliam'ı doğruluğuna şahit gösterebilirim. | Open Subtitles | ويمكنك ان تطلبي شهادة العقيد فيتزويليام لاثبات صدقها |
Çok ilgi çekici. Albay Fitzwilliam ve Bay Darcy de oradaydılar. | Open Subtitles | شيقة، العقيد فيتزويليام كان هناك مع السيد دارسي. |
Hepimiz burada Bridget Rose Jones ve Mark Fitzwilliam Darcy'nin birlikteliğini kutlamak için toplanmış bulunmaktayız. | Open Subtitles | نجتمع هنا للاحتفال اتحاد بريدجيت جونز روز... ومارك فيتزويليام دارسي. |
Sizi tanıyorum çünkü siz benim kafamın içindesiniz, Fitzwilliam Darcy, 12 yaşımdan beri. | Open Subtitles | أعلم بأنك أفضل لأنني أفهمك تماماً, (فيتزويليام دارسي), منذ كنت في الثانية عشر من عمري |
Ama Fitzwilliam Darcy'e sahip olamazsınız, Bayan Price, oyunda ne kadar iyi olsanız da farketmez. | Open Subtitles | ولكنكِ لا تستطيعين الحصول على (فيتزويليام دارسي), آنسة (برايس), مهما كنتِ جيدة في اللعب. |
Eğer biri Fitzwilliam Darcy hakkındaki gerçekleri öğrenmek isterse sadece sormaları yeterli. | Open Subtitles | إذا أراد أحدهم معرفة (فيتزويليام دارسي) الحقيقي, فعلى أحدهم السؤال ببساطة. |
Bu evi terket, Fitzwilliam. | Open Subtitles | أترك هذا المنزل, (فيتزويليام). وتخل عن نسله, |
Ev, federal hakim Pauline Fitzwilliam'a ait. | Open Subtitles | حسناً ، المنزل يخصّ قاضية فيدراليّة تدعى (بولين فيتزويليام) |
Abby Fitzwilliam, isyankâr ruhlu tam bir parti kızı. | Open Subtitles | (آبي فيتزويليام) فتاة حفلاتِ مع نزعة متمرّدة |
Pauline Fitzwilliam hakkında bir kaç soru sormak istiyordum. | Open Subtitles | أودّ أن أسألك بضعة أسئلة حول (بولين فيتزويليام) |
Fitzwilliam malikânesinde biri öldürüldü. Aile üyelerinden biri de kayıp. | Open Subtitles | قتل رجل في مجمع (فيتزويليام) أحد أفراد العائلة مفقود |
Tubss bize senin Fitzwilliam malikânesindeki adamı olduğunu söyledi. | Open Subtitles | حسناً ، يقول (تابس) أنّكَ رجله داخل مجمّع (فيتزويليام) |
Jane'e göre Abby Fitzwilliam'ın cesedi tabutta. | Open Subtitles | يقول (جاين) أنّ جثّة (آبي فيتزويليام) في داخل النعش |
Yargıç Fitzwilliam kızının katilini ortaya çıkardığımda yumuşayacaktır, değil mi? | Open Subtitles | القاضية (فيتزويليام) سوف تغيّر لحنها بمجرّد عثورنا على قاتل ابنتها ، أليس كذلك؟ |
Az önce Yargıç Fitzwilliam'la konuştum. Ve? | Open Subtitles | -لقد تحدّثتُ للتو مع القاضية (فيتزويليام ) |
Adın Fitzwilliam. | Open Subtitles | الاسم الأول (فيتزويليام) ليس شيئا مشتركاً و لكن |
Bay Fitzwilliam duygusal bir adam, bu gece şehrin caddelerinde çöküşten önce son bir kez temkinli bir şekilde dolaşıyor. | Open Subtitles | (سيد (فيتزويليام رجل عاطفي سيخرج إلى المدينة اليوم |
Bay Fitzwilliam, ayaklarınızı sarı çizgiye getirin ve kollarınızı iki yana açın. | Open Subtitles | سيد (فيتزويليام) ضع أصابعك على الخط الأصفر ومُد ذراعيك على جانبيك |