"فيرين" - Translation from Arabic to Turkish

    • Ferren
        
    • Vereen
        
    • Viren
        
    - En azından Ferren'ın iddialarının doğru olduğu ortaya çıkar. Open Subtitles هذا سيثبت على الأقل أنه كان المخلوق الذي قال فيرين أنه رآه
    Craig Ferren'ın yaptığı gibi canavarı nefsi müdafaa amaçlı öldürdüm. Open Subtitles قتلتُ الوحش دفاعاً عن النفس كما فعل "كريغ فيرين"
    Ferren Irak gazisiydi. Open Subtitles كان (فيرين) محارباً قديماً بالعراق، يعاني من بعض المشكلات النفسية.
    Şimdi de Ferren'ın gördüğünü söylediği şeyle ilgili yeni fikirlerin var. Open Subtitles لما قال (فيرين) أنه قد رآه. ربما كان (فيرين) يقول الحقيقة، أليس كذلك؟
    O zaman "Ben Vereen" diye imzala. Kim takar ne imzaladığını? Open Subtitles إذاً أدخل بإسم (بين فيرين) من يهتم بما تسجله؟
    Craig Ferren, yarın akşam saat 9'da idam edilecek. Open Subtitles لقد تقرر إعدام (كريج فيرين) مساء الغد في الساعة التاسعة.
    Ferren'in gördükleri gerçek olsa bile ona inanmamız onu kurtarmayacak. Open Subtitles حتى لو كان ما رآه (فيرين) حقيقياً، فإن تصديقه لن ينجيه من حكم الإعدام. علينا العثور على أمر ملموس،
    Dedektif Robert Anderson, Ferren davasında çalışmış. Open Subtitles المحقق (روبرت أندرسون) كان يتولى التحقيق بقضية (فيرين). ماذا جرى له؟
    Craig Ferren, iki masum ve silahsız adamı vurdu. Open Subtitles قام (كريج فيرين) بإطلاق النار على رجلين بريئين أعزلين. كل الأدلة كانت تبين أن جريمته كانت مع سبق الإصرار،
    - Ne peki? Craig Ferren, Kreski kardeşleri yamyam olmakla itham etmişti. Open Subtitles لقد إتهم (كريج فيرين) الأخوة (كريسكي) بكونها آكلين للحوم البشر.
    - Evet. Cinayet davasında Craig Ferren'ı ben temsil ettim. Open Subtitles أنا قمت بتمثيل (كريج فيرين) في محاكمته بتهمتيّ القتل.
    Ferren, canavara dönüştüklerinde nasıl göründüklerini tarif etti mi hiç? Open Subtitles هل وصف لك (فيرين) يوماً كيف بديا له عندما صارا وحشين؟
    Ferren bunları çizdi. Open Subtitles لقد رسم (فيرين) هذه الصور. وقد قدمتها إلى القاضية.
    Ferren'ın gördüğü şey buysa, yaptığı nefsi müdafaaya girer. Open Subtitles إذا كان ذلك ما رآه (فيرين)، سيعد ما فعله دفاعاً عن النفس.
    Ferren'la konuşmamızın vakti geldi. Open Subtitles أعتقد أن الوقت قد حان للتحدث إلى (فيرين).
    - Ferren, iddialarında haklı olabilir. Open Subtitles نشعر أنَّ هناك بعض الصدق في إدعاءات (فيرين)
    Craig Ferren'ın onu vurduğu ev için de aynısı geçerli. Open Subtitles نفس الأمر بالنسبة للمنزل الذي عاشَ به عندما أطلق عليه (كريغ فيرين) النار
    Mesele Craig Ferren'sa diyecek bir şeyim yok. Open Subtitles لو كان الأمر حول (كريغ فيرين) فليس لدي شيئ لأقوله
    - Şu siyahi adam. - Ben Vereen. Open Subtitles الرجل الاسود بين فيرين
    - Ellie. Babacık, Ben Vereen kim? Open Subtitles من هو (بين فيرين) يا أبي؟
    Sen de, Bay Viren'in kızınla karşılaşmalısın. Open Subtitles أنت أيضاً يجب أن تلتقي أبنة فيرين

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more