"فيكِ" - Translation from Arabic to Turkish

    • sende
        
    • Seninle
        
    • senden
        
    • senin hakkında
        
    • yanın
        
    • sizi
        
    • huyunu
        
    • sendeki
        
    sende hayranlık duyduğum bir kadın görüyorum ki bu durum pek sık olmaz. Open Subtitles ما أراه فيكِ هو إمرأة أكن لها الاحترام الأمر الذي لا يحدث أحياناً.
    Sandra, sende tuhaf bir şeyler var. Pek kendinde değilsin. Open Subtitles ساندرا هناك شئ غير فيكِ لا تبدين على عادتك
    sende hoşlandığım o şeyin değişmesini istemiyorum. Open Subtitles لكن أقصد لا أريد لذلك الشئ الذي أحبه فيكِ أن يتغير
    Seninle ilgili ilk fark ettiğim... bacaklarındı. Open Subtitles بالمناسبة، أول ما لفت نظري فيكِ هي أقدامكِ
    - senden hiçbir zaman şüphelenmezler. - Hayır. Ben yapmadım... Open Subtitles لن يشكوا فيكِ , حتي ولو لدقيقة لا , لست كذلك
    Öğrenirlerse senin hakkında ne düşünürler? Open Subtitles ماذا سيفكرون فيكِ لو أنهم اكتشفوا الأشياء التي فعلتيها؟
    Eğer bu çocuk benim sende gördüğüm güzellikleri göremiyorsa demek ki onda bir sorun var. Open Subtitles وإذا لم يكن هذا الشاب قادراً على رؤية جمالك وروعتك مثل ما أرى فيكِ. فهي مشكلته هو.
    sende yanlış bir şey olmadığını söyledim. Ama farklısın. Open Subtitles حسناً , قلت بأنه لا عيب فيكِ ولكنك مختلفة
    Eğer sende yanlış olan bir şeyler olduğu konusunda Clark haklıysa bence bunu halletmelisin. Open Subtitles اذا كان كلارك مصيباً وهنالك شئ خاطئ فيكِ سوف نعتني به
    Michael sende ne görmek için çalışırken, bilirsin, sadece duyuyorum. Open Subtitles أنا فقط ، تعلمين ، أحاول أن أرى ماذا سيرى مايكل فيكِ
    Birileri sende büyük potansiyeller görmüş olmalı. Open Subtitles لابد وأن شخصاً ما رأى فيكِ الكثير من الأمكانيات
    Gerçekten sende ne buluyor anlamıyorum. Sanırım birilerinin egosunu şişirdikten sonra gözlerinde çekici bir hal alıyorsun. Open Subtitles بصراحه, لا أعرف ما الذي يراه فيكِ أظنه تلقى رسائل الغرور بمايكفي
    sende ne var bilmiyorum, ... ama senin yanındayken kendim gibi hissediyorum. Open Subtitles لا أعرف ماهو الامر فيكِ لكن ... أشعر براحتي عندما أكون معكِ
    İlk randevuda genelde bu mevzular konuşulmaz ama sende bir şey var, Linden. Open Subtitles إنّه لا توجد به أجواء الموعد الأول "لكن هناك شيء فيكِ يا "ليندن
    Ben de oyun oynamayı severim. sende kısıtlanmış bir ruh hissediyorum. Open Subtitles أنا أيضاً أحبّ اللعب، أتوسّم فيكِ ميولاً مماثلة.
    Ben Seninle ilgilenmiyorum zaten, yıllar önce çizdim üstünü. Open Subtitles إنّ غير مهتمٍ بكِ لقد خاب آملي فيكِ منذ سنواتٍ مضت
    Seninle ilgili bir sorun yok. Sadece kendini fazla kaptırdın, o kadar. Open Subtitles لا يوجد خطب فيكِ ، أنت فقط إندفعتي هذا كل ما في الأمر
    Gözlerini senden alamayan eleman da kim? Open Subtitles من هذا الرجل الذي يحدق فيكِ طوال الوقت ؟
    Biliyorum kendinden şüphe ediyorsun, ama ben senden etmiyorum, ve milyonlarca destekçin de. Open Subtitles لكني لا أشك فيكِ مطلقًا ولا يشك فيك الملايين من مؤيديكِ
    Normalde her şeyi önceden düşünüyorum ama senin hakkında herşey bana doğaçlama yaptırıyor. Open Subtitles في العادة كل شيء عندي في الحسبان لكن ، هناك شيئاً ما فيكِ يجعلني أريد أن أرتجل
    En çok takdir ettiğim yanın dürüstlüğün, biliyorsun. Open Subtitles هل تعلمي , أنَ أكثر شيئٍ أحبهُ فيكِ هو صدقكِ.
    sizi aramamın sebebi,... sizi düşünüyor olmam,... kız kardeşim bana hayatı yaşamamı... ve yapmak istediklerimi yapmamı söyledi. Open Subtitles إذاً .. سبب إتصالي بك هو أن كنت أفكر فيكِ
    Bu huyunu sevdim. Benim kızım da aynı böyle. Open Subtitles وهذا ما يعجبني فيكِ ، فابنتي تشبهكِ
    sendeki bu değişiklikten çok memnun oldum. Open Subtitles و أنا مَسرور جِداً مِن كُل التَغيرات فيكِ

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more