sende hayranlık duyduğum bir kadın görüyorum ki bu durum pek sık olmaz. | Open Subtitles | ما أراه فيكِ هو إمرأة أكن لها الاحترام الأمر الذي لا يحدث أحياناً. |
Sandra, sende tuhaf bir şeyler var. Pek kendinde değilsin. | Open Subtitles | ساندرا هناك شئ غير فيكِ لا تبدين على عادتك |
sende hoşlandığım o şeyin değişmesini istemiyorum. | Open Subtitles | لكن أقصد لا أريد لذلك الشئ الذي أحبه فيكِ أن يتغير |
Seninle ilgili ilk fark ettiğim... bacaklarındı. | Open Subtitles | بالمناسبة، أول ما لفت نظري فيكِ هي أقدامكِ |
- senden hiçbir zaman şüphelenmezler. - Hayır. Ben yapmadım... | Open Subtitles | لن يشكوا فيكِ , حتي ولو لدقيقة لا , لست كذلك |
Öğrenirlerse senin hakkında ne düşünürler? | Open Subtitles | ماذا سيفكرون فيكِ لو أنهم اكتشفوا الأشياء التي فعلتيها؟ |
Eğer bu çocuk benim sende gördüğüm güzellikleri göremiyorsa demek ki onda bir sorun var. | Open Subtitles | وإذا لم يكن هذا الشاب قادراً على رؤية جمالك وروعتك مثل ما أرى فيكِ. فهي مشكلته هو. |
sende yanlış bir şey olmadığını söyledim. Ama farklısın. | Open Subtitles | حسناً , قلت بأنه لا عيب فيكِ ولكنك مختلفة |
Eğer sende yanlış olan bir şeyler olduğu konusunda Clark haklıysa bence bunu halletmelisin. | Open Subtitles | اذا كان كلارك مصيباً وهنالك شئ خاطئ فيكِ سوف نعتني به |
Michael sende ne görmek için çalışırken, bilirsin, sadece duyuyorum. | Open Subtitles | أنا فقط ، تعلمين ، أحاول أن أرى ماذا سيرى مايكل فيكِ |
Birileri sende büyük potansiyeller görmüş olmalı. | Open Subtitles | لابد وأن شخصاً ما رأى فيكِ الكثير من الأمكانيات |
Gerçekten sende ne buluyor anlamıyorum. Sanırım birilerinin egosunu şişirdikten sonra gözlerinde çekici bir hal alıyorsun. | Open Subtitles | بصراحه, لا أعرف ما الذي يراه فيكِ أظنه تلقى رسائل الغرور بمايكفي |
sende ne var bilmiyorum, ... ama senin yanındayken kendim gibi hissediyorum. | Open Subtitles | لا أعرف ماهو الامر فيكِ لكن ... أشعر براحتي عندما أكون معكِ |
İlk randevuda genelde bu mevzular konuşulmaz ama sende bir şey var, Linden. | Open Subtitles | إنّه لا توجد به أجواء الموعد الأول "لكن هناك شيء فيكِ يا "ليندن |
Ben de oyun oynamayı severim. sende kısıtlanmış bir ruh hissediyorum. | Open Subtitles | أنا أيضاً أحبّ اللعب، أتوسّم فيكِ ميولاً مماثلة. |
Ben Seninle ilgilenmiyorum zaten, yıllar önce çizdim üstünü. | Open Subtitles | إنّ غير مهتمٍ بكِ لقد خاب آملي فيكِ منذ سنواتٍ مضت |
Seninle ilgili bir sorun yok. Sadece kendini fazla kaptırdın, o kadar. | Open Subtitles | لا يوجد خطب فيكِ ، أنت فقط إندفعتي هذا كل ما في الأمر |
Gözlerini senden alamayan eleman da kim? | Open Subtitles | من هذا الرجل الذي يحدق فيكِ طوال الوقت ؟ |
Biliyorum kendinden şüphe ediyorsun, ama ben senden etmiyorum, ve milyonlarca destekçin de. | Open Subtitles | لكني لا أشك فيكِ مطلقًا ولا يشك فيك الملايين من مؤيديكِ |
Normalde her şeyi önceden düşünüyorum ama senin hakkında herşey bana doğaçlama yaptırıyor. | Open Subtitles | في العادة كل شيء عندي في الحسبان لكن ، هناك شيئاً ما فيكِ يجعلني أريد أن أرتجل |
En çok takdir ettiğim yanın dürüstlüğün, biliyorsun. | Open Subtitles | هل تعلمي , أنَ أكثر شيئٍ أحبهُ فيكِ هو صدقكِ. |
sizi aramamın sebebi,... sizi düşünüyor olmam,... kız kardeşim bana hayatı yaşamamı... ve yapmak istediklerimi yapmamı söyledi. | Open Subtitles | إذاً .. سبب إتصالي بك هو أن كنت أفكر فيكِ |
Bu huyunu sevdim. Benim kızım da aynı böyle. | Open Subtitles | وهذا ما يعجبني فيكِ ، فابنتي تشبهكِ |
sendeki bu değişiklikten çok memnun oldum. | Open Subtitles | و أنا مَسرور جِداً مِن كُل التَغيرات فيكِ |