Ne zaman başıma iyi bir şey gelse köşede bir kötülük beni beklerdi | Open Subtitles | كل مرة يحدث لي فيها شيء جيد فان شيئاً سيء دائما ينتظرني بالجوار |
En son bu kadar mükemmel bir şey gördüğümde karında olan sendin. | Open Subtitles | أن آخر مرة رأيت فيها شيء مثالي جداً هو أنتِ كنتِ هناك. |
Anlıyorsunuz ya, böyle bir şey ilk defa yaşanmıyor. | Open Subtitles | إنها ليست المرة الأولي التي يحدث فيها شيء كهذا |
Çünkü onda, bir zamanlar sende gördüğüm bir şeyi görüyorum; doğru olan şey için çalışma ihtiyacı. | Open Subtitles | لأن أرى فيها شيء رأيت مرّة فيك: الحاجة لعمل لما حقّ. |
Biliyorum, onların atladığı bir şeyi bulman ilk değil ki. | Open Subtitles | أعلم، ولكنها لن تكون المرة الأولى التي تجد أنت فيها شيء ما قد فاتهم |
Huuf, 40 bin kanal ve sadece 150 tanesinde doğru düzgün bir şeyler var. | Open Subtitles | خخخ 40 ألف قناة وفقط 150 قناة يعرض فيها شيء جيد |
Fakat arkadaşlıkta, aşkta da olmasını umut ettiğim bir şey vardır: | Open Subtitles | لكنّ الصداقة فيها شيء أتمنّى أن يكون في الحبّ كذلك: |
Dinle, bak, şu oyunu alalım, ters yüz edelim bakalım içinde insana dair bir şey bulabilecek miyiz? | Open Subtitles | استمع, انظر لنقلب هذه المسرحية رأساً على عقب لنرى إن كان فيها شيء إنساني |
Ama ne zaman konuşmaya kalksam bir şey ya da biri engel oluyor. | Open Subtitles | لكن من الواضح أن كل مرة أحدثكي فيها شيء ما أو شخص ما يقف في الطريق |
Geçen gece mutluluğun anahtarıyla ilgili bir şey diyordun ya? | Open Subtitles | أتذكر الليلة الماضية التي كنت تذكر فيها شيء عن مفتاح السعادة؟ |
Ayaklarını havuza sokan, şişko, kıllı kızlardan başka bir şey yok. | Open Subtitles | لا يوجد فيها شيء غير الفتيات السمان مع إبطهنّ المُشعّر واضعات رجليهم في نافورة المياه |
Her gözünün ucuyla bir şey gördüğünde, ...ya da evinde bir çatırtı duyduğunda, yatağının altında biri nefes alıp verdiğinde, ya da duvarından sesler geldiğinde. | Open Subtitles | في كل المرات التي مر فيها شيء من جانب عينيك سمعت صريرا في منزلك، تنفسا أسفل سريرك أو أصواتا في الجدران |
Ama kubbe her tepki verdiğinde farklı bir şey yaptığımız için tepki veriyordu. | Open Subtitles | ،لكن في كل مرّة كان يحدث فيها شيء كنّا نقوم بأمرٍ مغاير كليًّا عن الذي قبله |
En son ne zaman benim istediğim bir şeyi yaptık? | Open Subtitles | متى أخر مرة فعلت فيها شيء أريده أنا ؟ |
Eğer bir şeyi iyilik ve doğruluk adına yapıyorsak bu senin görevin. | Open Subtitles | - إذا كان فيها شيء صحيح أو صادق فالفضل يعود لك |
- Tek bir şeyi değiştirmezdim. | Open Subtitles | لن أغيّر فيها شيء واحد - حسنا - |
Hayır, gerçekten, en son ne zaman ailece bir şeyler yaptık? | Open Subtitles | كلا، أعني، متى كانت آخر مرة فعلنا فيها شيء كعائلة؟ |
Dün gece, ilk defa beni sinirlendirmeyen şeyler söyledin. | Open Subtitles | إنها المرة الآولى التي تقول فيها شيء لا يجعلني اغضب |