"فيها شيء" - Translation from Arabic to Turkish

    • bir şey
        
    • bir şeyi
        
    • şeyler
        
    Ne zaman başıma iyi bir şey gelse köşede bir kötülük beni beklerdi Open Subtitles كل مرة يحدث لي فيها شيء جيد فان شيئاً سيء دائما ينتظرني بالجوار
    En son bu kadar mükemmel bir şey gördüğümde karında olan sendin. Open Subtitles أن آخر مرة رأيت فيها شيء مثالي جداً هو أنتِ كنتِ هناك.
    Anlıyorsunuz ya, böyle bir şey ilk defa yaşanmıyor. Open Subtitles إنها ليست المرة الأولي التي يحدث فيها شيء كهذا
    Çünkü onda, bir zamanlar sende gördüğüm bir şeyi görüyorum; doğru olan şey için çalışma ihtiyacı. Open Subtitles لأن أرى فيها شيء رأيت مرّة فيك: الحاجة لعمل لما حقّ.
    Biliyorum, onların atladığı bir şeyi bulman ilk değil ki. Open Subtitles أعلم، ولكنها لن تكون المرة الأولى التي تجد أنت فيها شيء ما قد فاتهم
    Huuf, 40 bin kanal ve sadece 150 tanesinde doğru düzgün bir şeyler var. Open Subtitles خخخ 40 ألف قناة وفقط 150 قناة يعرض فيها شيء جيد
    Fakat arkadaşlıkta, aşkta da olmasını umut ettiğim bir şey vardır: Open Subtitles لكنّ الصداقة فيها شيء أتمنّى أن يكون في الحبّ كذلك:
    Dinle, bak, şu oyunu alalım, ters yüz edelim bakalım içinde insana dair bir şey bulabilecek miyiz? Open Subtitles استمع, انظر لنقلب هذه المسرحية رأساً على عقب لنرى إن كان فيها شيء إنساني
    Ama ne zaman konuşmaya kalksam bir şey ya da biri engel oluyor. Open Subtitles لكن من الواضح أن كل مرة أحدثكي فيها شيء ما أو شخص ما يقف في الطريق
    Geçen gece mutluluğun anahtarıyla ilgili bir şey diyordun ya? Open Subtitles أتذكر الليلة الماضية التي كنت تذكر فيها شيء عن مفتاح السعادة؟
    Ayaklarını havuza sokan, şişko, kıllı kızlardan başka bir şey yok. Open Subtitles لا يوجد فيها شيء غير الفتيات السمان مع إبطهنّ المُشعّر واضعات رجليهم في نافورة المياه
    Her gözünün ucuyla bir şey gördüğünde, ...ya da evinde bir çatırtı duyduğunda, yatağının altında biri nefes alıp verdiğinde, ya da duvarından sesler geldiğinde. Open Subtitles في كل المرات التي مر فيها شيء من جانب عينيك سمعت صريرا في منزلك، تنفسا أسفل سريرك أو أصواتا في الجدران
    Ama kubbe her tepki verdiğinde farklı bir şey yaptığımız için tepki veriyordu. Open Subtitles ،لكن في كل مرّة كان يحدث فيها شيء كنّا نقوم بأمرٍ مغاير كليًّا عن الذي قبله
    En son ne zaman benim istediğim bir şeyi yaptık? Open Subtitles متى أخر مرة فعلت فيها شيء أريده أنا ؟
    Eğer bir şeyi iyilik ve doğruluk adına yapıyorsak bu senin görevin. Open Subtitles - إذا كان فيها شيء صحيح أو صادق فالفضل يعود لك
    - Tek bir şeyi değiştirmezdim. Open Subtitles لن أغيّر فيها شيء واحد - حسنا -
    Hayır, gerçekten, en son ne zaman ailece bir şeyler yaptık? Open Subtitles كلا، أعني، متى كانت آخر مرة فعلنا فيها شيء كعائلة؟
    Dün gece, ilk defa beni sinirlendirmeyen şeyler söyledin. Open Subtitles إنها المرة الآولى التي تقول فيها شيء لا يجعلني اغضب

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more