Demek istediğim kuralları, süreçleri, sistemleri ne kadar gözden geçirirseniz geçirin -bunu yapmak zorundayız- ne kadar dikkatli olsak da adaletin gerçek özüne ulaşmak için yeterince çabalamış olmayacağız. | TED | ولكن رأيي هو مهما كان صعبًا فحص القوانين، والعمليات والأنظمة، وعلينا القيام بذلك، ولكن مهما كانت صعوبة تدقيقنا، لن نقوم أبدًا بما فيه الكفاية للحصول على المعنى الحقيقي للإنصاف. |
Pekala, bir gemin var birkaç filika indirebileceğin kadar yavaş batıyor ama denizaltı sadece bir torpido ateşliyor. | Open Subtitles | حسنا، عندك سفينة الذي يغرق بطيئ بما فيه الكفاية للحصول على بضعة قوارب نجاة من، لكن الغوّاصة يطلق طوربيد واحد فقط. |
İstediğimi alana kadar ne kadar etini kesmem gerekirse keseceğim. | Open Subtitles | أنا سأقطعك بما فيه الكفاية للحصول على الذي أريد. |
Ama sana hızını, Wells'in vücudundan kurşunu çıkarıp hayatını kurtarabileceğin kadar uzun süreliğine geri vermişti. | Open Subtitles | لكنه قدم لك سرعة الظهر طويلة بما فيه الكفاية للحصول على هذا رصاصة من ويلز، أنقذ حياته. |
Basın toplantısına... yakalanacak kadar aptal bir kızı yeterince dinledim bence. | Open Subtitles | اعتقد انني فعلت حول سماع من فتاة غبي بما فيه الكفاية للحصول على صيدها في مؤتمر صحفي. |
Sen, Njala'yı biraz daha uzunca tutabilirsin, ondan alabileceğin kadar parasını alırsın, ve karşılığında, bana bir iyilik yapacaksın. | Open Subtitles | تستطيعين الاحتفاظ بنجالا لفترة اطول طويلا بما فيه الكفاية للحصول على أقصى ما يمكن من المال منه وفي المقابل عليك أن تفعلي لي خدمة |
Onu buraya getirmeme yetecek kadar hem de. | Open Subtitles | بما فيه الكفاية للحصول عليه هنا. |