"فيه الكفاية للعيش" - Translation from Arabic to Turkish

    • yaşayacak kadar
        
    Ama arabanızın olmadığı bir toplumda yaşayacak kadar şanslıysanız tek seçeneğiniz toplu taşımadır. TED ولو كنتم محظوظين بما فيه الكفاية للعيش في مجتمعٍ حيث لا تملكون سيارة، فالخيار الوحيد هو وسائل النقل العام.
    Şekil bozukluklarıyla doğan çocuklar hakkındadır, ve aileleri, çocuklar bu şekil bozukluklarıyla doğduğunda çocuklarının toplum içerisinde yaşayacak kadar iyi olmadığını düşünür. bu yüzden içmeleri için bir karışım verilir ve sonuç olarak çocuklar ölür. TED وكانت عن الأطفال الذين ولدوا مع تشوهات، وأولياء أمورهم شعروا بمجرد أنهم ولدوا مع تلك التشوهات، أنهم ليسوا جيدين بما فيه الكفاية للعيش في المجتمع، فأعطوهم بعض الخلطات السامة ونتيجة لذلك قد توفوا.
    Şimdi yüzde 17'lik kısmı temsil eden toplumlarda yaşayacak kadar şanslı olan sizler, bence bunun sonuna kadar tadını çıkarmalısınız. TED الآن أولئك المحظوظون من بينكم بما فيه الكفاية للعيش في تلك المجتمعات التي تمثل 17 في المئة، أعتقد أن عليها أن تستمتع بذلك حتى الآخر.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more