"فيه الكفايه" - Translation from Arabic to Turkish

    • yeterince
        
    • yeteri
        
    • yetecek
        
    • yetmezmiş
        
    - yeterince zenginim. Ben sadece kendi tersanemi istiyorum. Küçük kaygan şeyler. Open Subtitles انا ثري بما فيه الكفايه انا فقط اريد ان اتحكم في سفني
    Boşanma sonrası ilk şükran günümü tek başına geçirdiğim için yeterince depresifim. Open Subtitles انا مُكتئبه بما فيه الكفايه , قضاء اول عيد شكر بدون ابنائي
    Ama Greendale yeterince iyi, çünkü beni olduğum gibi kabul ediyor. Open Subtitles و لكنها جيده بما فيه الكفايه لأنها تقبلني بما لا أملكه
    O denizaltı bizi balık gibi avlarsa yeteri kadar gerçek olacaktır. Open Subtitles إنه حقيقى بما فيه الكفايه إذا ما عرضت هذه الغواصه طوربيدات علينا
    Komutanları yeteri kadar zekiyse bizi haklayabilir. Open Subtitles قائدهم ربما يكون قادرا على ضربنا إذا كان بارعا بما فيه الكفايه
    Bu insanları yeteri kadar ezdiğimiz zaman seni göndereceğim Feyd. Open Subtitles وعندما نسحق هؤلاء بما فيه الكفايه سأرسل لك فيد
    Sorunlarımı çözmenize yetecek teşekkürü ancak edebilirim. Open Subtitles لا يسعنى شكرك بما فيه الكفايه على تنظيمك لشئونى
    Eğer yeterince uzun süre oradaysa durumu değiştirmek için birşeyler yapıyorum gerçekten. TED ان كانت.. أراها لوقت طويل بما فيه الكفايه, فانا في الواقع أفعل شي حيالها.
    yeterince beklememe rağmen gerçekleşmeyen bir hayalim olmadı. Open Subtitles إننى حتى الآن أحلم حلما لم يتحقق على أننى قد إنتظرت بما فيه الكفايه
    İnsan yeterince beklerse, bir süre sonra şans yüzüne güler. Open Subtitles انتظرتي بما فيه الكفايه وقريباَ العالم سيركض اليك مباشرة
    yeterince kocaman değil. Ya ağzındaki yıldız? Open Subtitles ليس كبيرا بما فيه الكفايه ما هذه النجمه اللعينه
    - yeterince zenginim. Ben sadece kendi tersanemi istiyorum. Open Subtitles انا ثري بما فيه الكفايه انا فقط اريد ان اتحكم في سفني
    Bence keşiş bizi yeterince taşıdı. Open Subtitles اعتقد ان الراهب ابتعد بنا بما فيه الكفايه
    Onu yakalayacağız ve yeterince mutlu olacağım. Open Subtitles هذا غير ممكن لو أمسكناه, سأكون سعيدا بما فيه الكفايه
    Ben sedece eski bir muhabirim, ama kendi gazetemde büyük şirketlerin düşmanca yönetim devirlerini yeteri kadar okudum, Open Subtitles انا مجرد ناشر ولكننى لسنوات عديده قرأت بما فيه الكفايه فى صحيفتى حول عمليات الشراء العدائيه لبعض الشركات الكبرى
    Hayır, bu yeteri kadar iyi değil. Uh, odamda, kırmızı çanta. Open Subtitles لا, هذا ليس جيد بما فيه الكفايه حجرتى, الحقيبه الحمراء
    Olduğunuz yerde kalmanızı istiyorum, en azından yeteri kadar güçlü olana kadar. Open Subtitles سيدى , أريدك أن تبقى مكانك على الأقل حتى تبقى قوى بما فيه الكفايه
    Seni yapabilmek için yeteri kadar nütronyum toplayabildiğim için ne kadar mutlu olduğumu bilemezsin. Open Subtitles أنت لاتملكين فكرة كم أنا مسرور عندما قادرين على جمع نترونليم بما فيه الكفايه
    yeteri kadar rezil oldum zaten. Open Subtitles لاتبدأي بالرقص مره أخرى أشعر بالعار بما فيه الكفايه
    Ama bu senin için yeteri kadar iyi değildi. Open Subtitles ولكن هذا لم يكن جيد بما فيه الكفايه كان لابد ان تعبر الخط
    Senin bile ikimize yetecek kadar güçlü bir kalbin yok. Open Subtitles بل لم يكن لديك قلب قوية بما فيه الكفايه لكلا منا
    Geceleri sevişmediğimiz yetmezmiş gibi sabahları seviştikten sonra bana sarılıp yatmak istiyor. Open Subtitles انه من السيء بما فيه الكفايه اننا لم نفعلها خلال الليل قطاً بعدما نفعلها بالصباح يريد ان يستلقي هناك معي

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more