"فيه هذه" - Translation from Arabic to Turkish

    • Bu
        
    Bu 28 yıldır izlediğim, ki bir koloni ömrü yaklaşık Bu kadardır, hasatçı karınca popülasyonunun bulunduğu çalışma alanının bir haritası. TED هذه خريطة موقع الدراسة الذي أتابع فيه هذه المجتمعات من مستعمرات النمل الكادحة من 28 سنة، وهي فترة تقارب عمر المستعمرة.
    Elizabeth Fisher, Bu resmi birkaç dakika önce bana e-postayla gönderdi. Open Subtitles اليزابيث ارسلت لي بريدا اليكترونيا منذ بضع دقائق فيه هذه الصورة
    Şu an Bu ailenin nelerle uğraştığını biliyor musun sen? Open Subtitles هل لديك اي فكرة فيما تمر فيه هذه العائلة الان؟
    Ve ağırlık merkezi Bu objeleri tuttuğunuz yerdir. TED ومركز الجذب هو المكان الذي تضع فيه هذه الأشياء.
    İşte burada gördüğünüz her şey 3B ile basılmış durumda, Amsterdam moda gösterisindeki Bu ayakkabılar da dâhil. TED كل ما ترونه هنا قد طبع بأبعاد ثلاثة، بما فيه هذه الأحذية من عرض أزياء أمستردام.
    Genç Einstein fizik dünyasını değiştirmeden önce, Bu ipuçlarını içeren bir bilmece hazırlayarak zekâsını göstermiş oldu. TED قبل أن يقلب الفيزياء رأساً على عقب، تباهى ألبرت أينشتاين الشاب بعبقريته بابتكار لغز معقد فيه هذه القائمة من التلميحات.
    Sadece iki sene sonra Bu filmleri yapan yer olan Pixar Animasyon Stüdyoları'nda çalışmaya başladım. TED بعد عامين فقط، بدأت العمل في المكان الذي صُنعت فيه هذه الأفلام، بيكسار أنيميشن ستوديوز.
    Ama Bu çizgilerin gidişatını görüyorsunuz. Gördüğünüz gibi yüzde 20'de ve artık ciddiye alınıyor. TED ويمكنكم رؤية المسار التي تتجه فيه هذه الخطوط، يمكنكم رؤية كيف أنها عند درجة ال20 في المائة، فإنها تؤخذ الآن بجدية.
    Galiba haklısınız.Bu gece beni misafir eder misiniz? Open Subtitles أعتقدأنكمُحق. هل يمكنك إيجاد مكان لأقضى فيه هذه الليلة ؟
    Siz Bu satırları okurken, ben ölmüş olabilirim. Open Subtitles فى الوقت الذى تقرأ فيه هذه الرسالة ، ربما أكون قد مت
    Bu resim de orada çekildi. Onunla birlikte Alaska'dayken. Open Subtitles هذا هو المكان الذى أُخِذت فيه هذه الصورة.
    1941 yılının baharında Bu fotoğraflar çekilmeden önce Adolf Hitler radikal bir karar vermişti. Open Subtitles في الوقت التى اُخذت فيه هذه الصور في ربيع عام 1941
    Bu elinize geçinceye kadar oraya ulaşırız. Open Subtitles في الوقت الذي ستستلمون فيه هذه الرسالة، سنكون تقريباً قد وصلنا للموقع.
    Bu sadece bir efsane. Sana Bu konuyla ilgili çizgi romanlar bile verebilirim. Open Subtitles ،عندي كتابَ مضحك فيه هذه الأسطورةَ سَأُعيرُك هذا الكتاب لتلقي نظرة عليه
    Çünkü gerçek şu, Bu mucizevi yaraların ortaya çıktığı zamanlarda Emily zaten kendine zarar verme eğilimi gösteriyordu. Open Subtitles لأن الحقيقة، مع الوقت الذي ظهرت فيه هذه الندبات أظهر إيميلي ميولاً لإيذاء نفسها
    Başkan Logan ve Başkan Suvarov Bu uzlaşmanın iptaline dair, birlikte demeçte bulunmadıkları müddetçe idâm edilmeleri emri vereceğim. Open Subtitles لو لم يدلي الرئيس الأمريكي والرئيس الروسي بتصريح مشترك يرفضان فيه هذه المعاهدة
    Dinle, cömert teklifin için teşekkür etmek istiyorum ama Bu gece uyuyacak bir yere ihtiyacım olacağını sanmıyorum. Open Subtitles أصغي إلي، أردت أن أشكرك على عرضك السخ الذي قدمته لكني لا أظن أني بحاجه إلى مكان لأنام فيه هذه الليلة
    Zaman tamponu olan bir gerçeklikte yaşıyoruz ve Bu gerçekten işimize yarıyor. Open Subtitles إنك تعيش في واقعِ لدينا فيه هذه المهلة من الوقت لتخفيف الوقع وهذا يخدمك في الواقع
    Evet, çalışma odamda uyuyorum. Bu günlerde orada uyuyorum. Open Subtitles نعم.أنا أنام في المكتبه هو المكان اللذي أنام فيه هذه الايام
    Bu sefer ne tür riskli durumların içine soktu bakalım kendisini? Open Subtitles إذا , ما الموقف الحرج الذي وضع نفسه فيه هذه المرة ؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more