"في آسيا" - Translation from Arabic to Turkish

    • Asya'da
        
    • Asya'nın
        
    • Asya'daki
        
    • Asya'ya
        
    • Asya'daydı
        
    • Asya ’ da
        
    • Asya ’ daki
        
    • Asyada
        
    Osmers, Asya'da arkasında tek bir iz bile bırakmadan kayboldu. Open Subtitles إنقرض الأوسمرز دون أن يبقى له أي أثر في آسيا
    Ve yine biliyoruz ki, bir cogu Asya'da yasiyorlar yada yasadilar. TED ونعلم أيضاً أن معظمهم يعيش أو عاش في آسيا.
    Onlar Küçük Asya'da yaşadılar ve yaklaşık yüz yıl önce olan bir soykırımdan sonra Yunanistan'a kaçtılar TED كانوا يعيشون في آسيا الصغرى، ثم هربوا إلى اليونان بسبب الإبادة الجماعية التي حدثت قبل مئات السنين
    Ve, Asya'nın en büyük LGBT gurur yürüyüşünün büyükannemlerin yaşadığı mahalleden birkaç blok ötede yapıldığını öğrendik. TED وعلمنا أن أكبر حفل للمثليين في آسيا يقام على بعد عدد من الأحياء السكنية من المكان الذي يسكن فيه أجدادي.
    Asya'daki tek büyük işletme, iş hayatına Çin'e afyon kaçakçılığı yaparak başladı. Open Subtitles أكبر عمل فردي في آسيا بدأ عن طريق تهريب الأفيون إلى الصين.
    Orta Asya'ya da bir yere atandıklarını duydum. Open Subtitles سمعتُ أنه تمّ نقلهم لمكانٍ ما في آسيا الوسطى!
    İlk işlenişi 6,000 yıl önce Asya'daydı. Open Subtitles تمّ زراعته أولاً قبل ستة آلاف عام في آسيا.
    Fakat Asya'da metropollerin gerçekten bir araya geldiğini görürüz. TED لكن في آسيا نرى حقا المدن الضخمة مترابطة معاً.
    Asya'da gerçek liderler var, oldukça politik tutarlılığa sahipler. TED فهناك قادة حقيقيون في آسيا. ولديهم قدر كبير من الاستقرار السياسي.
    Orta Asya'da Çağatay Hanlığı Timur gibi liderler yetiştirdi, torunu Babür ise Hindistan'da Babür İmparatorluğu'nu kurdu. TED في آسيا الوسطى، الخانات الشاغاتية جلبت قادة مثل تيمور وسَليـلَه بابور، الذي أسس الإمبراطورية المغولية في الهند.
    Asya'da gördüğüm en güzel yerler Sri Lanka ve Bali'ydi. TED أجمل المناظر الطبيعية التي رأيتها في آسيا كانت في سريلانكا وبالي.
    Aynı hikâye Asya'da suyun nasıl kullanıldığını, Amazon'daki yerlilerin vahşi hayatını anlatıyor. TED وهكذا أدارت المجتمعات في آسيا المياه، وبهذه الطريقة أدار السكان الأصليون في الأمازون الحياة البرية.
    Kararlıyım... askerlerimizi oradan çekmeyeceğim, Asya'da niyetimizin ciddi olduğunu görsünler. Open Subtitles أنا ملتزم عدم سحب جنودنا من هناك حتى يعرفون أننا جادون في آسيا
    Kısaca, Asya'nın su kulesi yıkılmış olacak ve bu insanlığın beşte biri için felaket olacak. TED باختصار، برج المياه في آسيا سيتم كسره وسيكون ذلك كارثيًا لخُمس البشرية.
    Şimdi hemen Asya'nın merkezinde sürdürülebilir bir şehir yapmak istiyorum diyemezsiniz. Çünkü bu şekilde komisyon alamazsınız. TED لا يمكنك أن تقول ببساطة أنك تود بناء مدينة مستدامة في آسيا الوسطى لأن ذلك ليست الطريقة التي تحصل بها على الصفقات
    Bir parka sahip olmak çoğu şehirde kulağa oldukça normal gelir ama Asya'nın megakentleri arasında kişi başı en düşük yeşil alanın düştüğü şehirlerden biri olan Bangkok'ta değil. TED وجود منتزهات يبدو أمراً طبيعياً للكثير من المدن، لكن ليس في بانكوك، والتي تعدّ واحدةً من أقل المساحات الخضراء للفرد الواحد من بين المدن الكبرى في آسيا.
    Singapur'a döndüm ve, 1990'da, bütün garipliklere rağmen. Asya'daki ilk başarılı kadavradan karaciğer nakli işlemini yaptım, TED عندما عدت إلى سنغافورة في عام 1990 قمت بإجراء أول عملية ناجحة في آسيا لزراعة كبد من شخص ميت وبالرغم من كل الصعاب
    Öğrendiğimize göre bu komplo Nathan James'in mürettebatının Asya'ya kaçırılmasıyla da alakalı. Open Subtitles لكن هذا ليس كل شيء علمنا لتونا أن هذه العصابة كانت مسؤولة أيضًا عن إختطاف طاقم السفينة "ناثان جايمس" في آسيا
    Waikiki sanki, Asya'daydı, değil mi? Open Subtitles كان يكيكي مثل, في آسيا, أليس كذلك؟
    Bütün Suv'la ilgili detayları ve Asyada nereye gittiklerini biliyoruz. Open Subtitles معلومات عن كل عربة و إلى أين ذهبت في آسيا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more