"في أذني" - Translation from Arabic to Turkish

    • kulağıma
        
    • Kulağımda bir
        
    • kulağımın dibinde
        
    • kulağımda da
        
    • kulağım
        
    • kulaklarımda
        
    • ve kulağımın
        
    • kulaklarım çınlıyor
        
    kulağıma yaklaşıp sürekli onunla evlenmemi söylüyordu ben de birden onu öpecekmiş gibi yapıp dişlerimi bıyığına geçirdim. Open Subtitles ألحعليّمن الزواجمنه ، لهث في أذني تظـاهرت فجأة بأنّي كنت سأقبّله وجّهت أسنـاني نـاحية شـاربه
    Önce bir Kel Kafa silâhını kulağıma soktu. Open Subtitles أولاً، بعض الأوغاد ألصقوا بنادقهم اللعينة في أذني
    Bana göre akşam yemeği ve sinema ve dilini kulağıma sokan bir sersemle uğraşmam gerekmez. Open Subtitles هذا العشاء، و هذه السينما و لا أحتاج للتعامل مع وغدٍ ما يضع لسانه في أذني
    Ne duyduğum konusunda garanti veremem, çünkü Kulağımda bir böcek yaşıyor, ama ne gördüğümü çok iyi biliyorum. Open Subtitles لا أستطيع تأكيد ما سمعته لأنّ خنفساء تعيش في أذني لكنني أعرف ما رأيته
    Üstelik elim kayarsa ne yaptığımı bilmediğim için değil kulağımın dibinde bağırdığın için kayacak. Open Subtitles إن أخفقت سيكون ذلك لأنكِ تصرخين في أذني وليس لأني لا أعرف ما أفعله
    Ayrıca sanırım sağ kulağımda da işitme kaybı var. Open Subtitles وأعتقد أني أصبت بفقدان السمع في أذني اليمنى
    Tanrı kulağıma hiç konuşmadı. Bu iyiliğe mazhar kimseyi de tanımıyorum. Open Subtitles الله لم يحدثني في أذني ولا أذكر شخص فعل معه هذا المعروف
    ve birilerinin kulağıma fısıldadığı sesleri duyuyordum. Open Subtitles وبعد ذلك سمعت هذا الصوت، مثل همس شخص ما في أذني.
    Yanlışsam düzelt, ama yüzyıllar önce ilk kez tanıştığımızda kulağıma güzel aşk sözcükleri fısıldamıyor muydun? Open Subtitles صحح كلامي إذا كنت مخطئه, لكن ألم تهمس في أذني بكلمات لطيفة عن الحب عندما تقابلنا أول مرة, قبل مئات السنين؟
    kulağıma bir şeyler fısıldamaya çalıştı. Open Subtitles حقيقة , كانت تحول أن تهمس لي شيئاً في أذني
    Oradakiler bana seninle ilgili bir şeyler sordukları zaman cevapları kulağıma fısıldarsın. Open Subtitles مثل مستر انديا سيسألون عنك وأنت ستجيبني في أذني
    "Josh' un kulağıma vurduğu yerdeki çınlama hariç iyi sayılırım." Open Subtitles باستثناء ذلك الطنين في أذني بسبب ضربة جوش ، فقد شعرت بأنني بخير
    Büyükannem, bu yemek tarifini kulağıma ölüm döşeğinde fısıldadı. Open Subtitles لقد همست جدتي في أذني هذه الوصفة عندما كانت على فراش الموت
    Büyükannem ölüm döşeğinde bu tarifi kulağıma fısıldadı. Open Subtitles لقد همست جدتي في أذني هذه الوصفة عندما كانت على فراش الموت
    Boynum beni mahvediyor. Kulağımda bir çınlama var. Open Subtitles بالمناسبة، عُنقي يؤلمني لديّ ذلك الطنين في أذني
    Geçen gün Kulağımda bir kıl buldum. Open Subtitles لقد وجدت شعر في أذني في اليوم الآخر
    Geçen gece Jackson'ın ayı tuzağını tetikledim ve kulağımın dibinde alarmı çaldı. Open Subtitles جعلت أحد فخاخ دب "جاكسون" يعمل تلك الليلة ودوى صوت الإنذار مباشرة في أذني.
    Geçen gece Jackson'ın ayı tuzağını tetikledim ve kulağımın dibinde alarmı çaldı. Open Subtitles جعلت أحد فخاخ دب "جاكسون" يعمل تلك الليلة ودوى صوت الإنذار مباشرة في أذني.
    kulağımda da 6 dikiş var. Open Subtitles - و قطع في شفتي. و ستة غُرز في أذني.
    kulağım çok kötü ağrıyor. Çok kötü bir rüzgar vardı. Open Subtitles لدي ألم فظيع في أذني فالريح تشقها مثل السكين
    Bu övgü dolu sözler kulaklarımda yankılanıyor. Open Subtitles أن أشعر بدوار ثانيةً الشكر للصداع , والآن العواصف في أذني
    Natalia, biliyor musun kulaklarım çınlıyor. Open Subtitles أتعلمين ناتاليا لدي قرع في أذني حقاً ؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more