En üstte de, inişin bir öncesi/sonrası resmi var. | TED | و في أعلى الشاشة، هناك صورتان، قبل وبعد عملية الهبوط. |
Burada sağ üstte robotun kamerayla ne gördüğüne bakabilirsiniz. | TED | ترون هنا في أعلى اليمين، ما يراه الروبوت بالكاميرا. |
Piramidin en üstünde mi olacaklar, ki bu durumda diğerleri ne yapar? Nasıl çalışıyorlar? | TED | هل يكون ذلك في أعلى قمة الهرم، في هذه الحالة، ماذا يعمل كل واحد منا؟ |
Nerde? Tepelerden yukarı, aşağı... | Open Subtitles | في أعلى الهضاب و أسفل الهضاب أينما تكون الهضاب |
Giriş açısı dik, kafa kemiğinin en üstünden çıkmış. | Open Subtitles | زاوية المدخل كانت بشكل عمودي، لتخرج في أعلى الجمجمة. |
Overtown'daki Alize'ye ne kadar çabuk gelebilirsin? | Open Subtitles | كم هي سرعتك في الوصول لأليز في أعلى المدينة؟ |
Diğerleri kulenin en üst katındaki güvenli cam kafeste korunuyor. | Open Subtitles | والبقية محفوظة في زجاج مؤمن في أعلى البرج |
Adalet Bakanlığı'nın, doğruyu söylediğim için beni cezalandırmak adına memuriyet kariyerimle oynayan tepedeki kişileri açığa çıkartması gerek. | Open Subtitles | وزارة العدل بحاجة أن تظهر هؤلاة ولو كانوا في أعلى المناصب لقد سعوا لتدمير مهنة موظف حكومي وألحاق بي الضرر على قولي الحقيقة |
* Ağacın en yüksek dalına * | Open Subtitles | * في أعلى غصن * |
Burada delirebilirim ben! Bu dağın tepesinde, etraf bu hayvanlarla çevriliyken. | Open Subtitles | كنت لأجنّ هنا، محاطة بكل هؤلاء الحيوانات، هنا في أعلى الجبل |
Örneğin şu sol üstte gördüğünüz tıkanmış atardamarların, yalnızca bir yıl sonra ölçülebilir şekilde açılması gibi. | TED | تلك الشرايين المسدودة في أعلى يسار الشاشة بعد سنة واحدة أصبح أقل إنسداداً بشكل ملحوظ |
En üstte konser salonuna çevirmeye çalıştığım buzdan bir sütun. | TED | مبدأ تكويم الكريستال في أعلى المركز، التي أحاول تحويلها الى قاعة إحتفالات في آيسلندا. |
Sol üstte, metal ve tahtayı işlemek için çok ilkel aletler kullanan bu insanlar var. | TED | في أعلى اليسار، تشاهدون هؤلاء الأشخاص الذين يستخدمون أدواةً بدائية للعمل على الخشب والمعدن. |
Besin zincirinin en üstünde olduğumuza inanmamız aptallıktan başka bir şey değil. | Open Subtitles | الأغبياء فقط من يعتقدون أنّ الإنسان في أعلى السلسة الغذائية. |
Böbrek nakli listemizin en üstünde yeni bir hastamız var. | Open Subtitles | شكراً لكَ لدينا مريض جديد في أعلى قائمة زرع الكلى... |
Aslında biz yukarı Batı Yakası'nda oturuyoruz, yani... | Open Subtitles | في الواقع نحن نعيش في أعلى الجانب الغربي لذا |
Tracy Leveque'ın omurgasının en üstünden bıçaklandığını ve omurgasının koparıldığını biliyoruz. | Open Subtitles | نعلم أن (تراسي ليفاك) طعنت في أعلى العمود الفقري، مما أدى إلى قطعه |
Overtown'daki Alize'ye ne kadar çabuk gelebilirsin? | Open Subtitles | كم هي سرعتك في الوصول لأليز في أعلى المدينة؟ |
Diğerleri kulenin en üst katındaki güvenli cam kafeste korunuyor. | Open Subtitles | والبقية محفوظة في زجاج مؤمن في أعلى البرج |
Adalet Bakanlığı'nın, doğruyu söylediğim için beni cezalandırmak adına memuriyet kariyerimle oynayan tepedeki kişileri açığa çıkartması gerek. | Open Subtitles | وزارة العدل بحاجة أن تظهر هؤلاة ولو كانوا في أعلى المناصب لقد سعوا لتدمير مهنة موظف حكومي وألحاق بي الضرر على قولي الحقيقة |
* Ağacın en yüksek dalına * | Open Subtitles | * في أعلى غصن * |
Diziye göre, İnternet normalde Big Ben'in tepesinde durur çünkü en iyi orada çekiyordur, ama iş arkadaşlarının öğleden sonraki sunumunda kullanması için onu ödünç alabileceğine karar verirler. | TED | وهي توجد في أعلى ساعة بيغ بن، لأنك تستطيع من هناك الحصول على أفضل استقبال، فتفاوضوا على أن تستعيرها منهم إحدى زميلاتهم بعد الظهيرة من أجل عرض في المكتب. |
En üstteki çizgide, son beş yılda gerçekten popüler bir hâl alan bir görselleştirme modeli olan radikal yaklaşım var. | TED | في أعلى الشريط لدينا تقارب شعاعي ، نموذج التصور الذي أصبح له شعبية عارمة على مدى السنوات الخمس الماضية. |
Bazıları manuel asansörleri tutmak için kum torbaları taşıdı ve binaların tepesine yerleştirdi. Diğerleri asansörleri birleştirip sökmekle meşguldü ve binalar arasında taşıyorlardı. | TED | بعضهم يحمل أكياس الرمل ويضعها في أعلى البنايات لكي تثبت الرافعات اليدوية، وبعضهم يركب أو يفك نفس هذه الرافعات وينقلها إلى بنايات أخرى. |
Ancak daha çarpıcı olan şey ise gelir dağılımının en tepesindeki dengesizlikte görülüyor. | TED | ولكن الأكثر إثارة للانتباه هو ما يحدث في أعلى القمة من توزيع الدخل. |