Bu sürecin nasıl işlediğini anlamak için, psikopatları bıraktım ve Oxford'da öğrenme ve gelişim konusunda uzman bir laboratuvara katıldım. | TED | ومن أجل فهم كيف تسير هذه العملية، تركت المرضى النفسيين وذهبت للانضمام إلى مختبر في أوكسفورد متخصص في التعلم والتطور. |
İlk gösterim Oxford'da idi. Oradan sonra, Orta Doğu'ya taşındı. | TED | قمتُ بعرضِ الأعمالِ في أوكسفورد كبداية ومنذ ذلكَ الحينِ بدأتُ أعرضها في متاحفِ الشرقِ الأوسط. |
Aslında burada Oxford'da bunu çalışmış bir bilimadamı var, Andrew Parker. | TED | هناك في الواقع عالم هنا في أوكسفورد درس هذا الأمر ،أندرو باركر. |
Ani gelen bir kararla, mektubumu benzer şeyleri yaşamış ve aynı şekilde hisseden, Oxford'daki diğer öğrencilere ulaşması için öğrenci gazetesinde yayınlamaya karar verdim. | TED | لذا، وبقرارٍ عفويٍّ، قررت أني سأنشر قصتي في الجريدة الطلابية، وكلي أملٌ أن تصل للآخرين في أوكسفورد الذين قد يكونون خاضعين لتجربة مماثلة ويشعرون بالمثل. |
Her ne kadar Oxford'daki insanların bunu sıklıkla yapmadığını düşünsem de eğer bir gün denize giderseniz ve ağız dolusu deniz suyu yutarsanız, unutmayın ki yuttuğunuz suyun her mililitresinde yaklaşık 1 milyon adet bakteri ve on milyonlarca virüs bulunur. | TED | وربما هو شئ لا يفعله الناس في أوكسفورد دائماً، لكن إن كنت قد ذهبت مرة إلى البحر، وشربت جرعة ماء من البحر، ضع في إعتبارك أن في كل مليمتر حوالي مليون باكتريا ومتسوط 10 ملايين من الفيروسات. |
Oxford'da listeyi açıkladığın içkili geceyi iyi hatırlıyorum. | Open Subtitles | أذكر إحدى الليالي كنا قد سكرنا في أوكسفورد عندما قرأت لي القائمة |
Oxford'da kalabilirsiniz madam ama bundan sonra Kraliçe'den hiçbir şey ummayın. | Open Subtitles | إبقي في أوكسفورد يا سيدتي ولكن لا تتوقعي أي شئ من الملكة |
O kadın, benim Oxford'da birçok kez düşüp kalktığım bir fahişeydi. | Open Subtitles | كانت تلك المرأة عاهرة إستخدمتها مرات عديدة في أوكسفورد |
Amerika'da büyütüldüm ama Oxford'da eğitim aldım. Çünkü yıllardır tüm atalarım orada eğitim almış.Aile geleneği yani. | Open Subtitles | لقد تربيت في أمريكا لكني تعلمت في أوكسفورد لأن أسلافي تعلموا هناك |
Yani tıbbî olarak ve geçen yıl Oxford'da bir doktoru ziyaret ettim. | Open Subtitles | طبياً زرت طبيباً في أوكسفورد العام الماضي |
Bu olay 6 yıl önce Oxford'da yaşanmış. | Open Subtitles | هذا أخذت من سطح بناية في أوكسفورد قبل ست سنوات |
Oxford'da yaşadığınız zamanlar, Hanna Raid adında birini tanır mıydınız? | Open Subtitles | حسناً, عندما كنـُـتِ تعيشين في أوكسفورد, هل حدث.. ؟ وأن تعرفتي على فتاة بأسم هانا ريد؟ |
Onun hakkında 2 sene önce Oxford'da konuşmuştum, ve birkaçınız, Doğu Afrika'daki en büyük, esaslı şirketlerden biri olan A'dan Z'ye imalatı ziyaret etti. | TED | لقد تحدثت قليلاً في أوكسفورد قبل عامين، وقد زار بعضكم مصانع A to Z، التي هي أحدى الشركات العظيمة في شرق أفريقيا. |
Oxford'da bir hocam vardı. | Open Subtitles | -إنه أمر مثير للاهتمام كان لدي بروفسور في أوكسفورد |
Oxford'da haberler çabuk yayılıyor. | Open Subtitles | الأخبار تنتقل بسرعة في أوكسفورد |
Oxford'da antropoloji eğitimi aldım. | Open Subtitles | الانثروبولوجيا الرئيسية في أوكسفورد |
Oxford'daki arkadaşım Shella'yla nadiren konuşuyoruz. | Open Subtitles | أوه, صديقتي شيلا التى تعيش في أوكسفورد. |
Bronwen'in Oxford'daki üniversitesinin adı neydi? | Open Subtitles | ماذا كان اسم زميل برونوين في أوكسفورد |
Yoksa bizler, Oxford'daki TED konferansında konuşan Chimamanda Adichie'nin bize anımsattığı gibi, hakları için savaşan kadınlara dair "tek bir hikaye" olduğunu zannettiğimiz için hatalı mıyız? | TED | هل نحن مخطئين, كما ذكرتنا "شيماماندا أديتشي" في أحد مؤتمرات TED في أوكسفورد, في إفتراضنا أنه هناك قصة واحدة لصراعات المرأة من أجل حقوقهن, بينما في الواقع هناك الكثير؟ |
- Peki ya Oxford'daki kız arkadaşların? | Open Subtitles | ولا حتّى مع صديقاتك في "أوكسفورد"؟ |