İlk fırsatta da laf etmekten fazlası olur... çünkü buraya gelmek%90 onun fikriydi. | Open Subtitles | وأكثر من الكلام في أول فرصة فهو من اقترح فكرة المجيء إلى هنا |
Yani sende bulduğun ilk fırsatta onunla yatağa mı atladın? | Open Subtitles | لذا قمت بالقفز للسرير معه في أول فرصة حصلت عليها؟ |
Beni yüzüstü bıraktığı gibi seni de bulduğu ilk fırsatta yüzüstü bırakacak. | Open Subtitles | سيتخلّى عنك في أول فرصة تسمح له بذلك تمامًا كما تخلّى عنّي |
İlk fırsatta gidip Haliç'e yelken açağım. | Open Subtitles | في أول فرصة استطيع التخلص من المكتب سأذهب للإبحار حول القرن الذهبي في إسطنبول |
İlk fırsatta buradan çıkacağız. | Open Subtitles | حسناً في أول فرصة تأتينا لا بد لنا من الخروج من هنا |
Ama bu konuyu ilk fırsatta seninle konuşmak istiyorum. | Open Subtitles | و لكن أريد أن أناقش هذه الأمور في أول فرصة سانحه |
İlk fırsatta seni arayacaktır eminim. | Open Subtitles | أنا متأكدة أنه سيعاود الاتصال بك في أول فرصة تسنح له |
İkimizde biliyoruz ki, bulduğun ilk fırsatta beni bayıltmayıp, hapsetmemenin tek nedeni senin gemilerinin buraya daha önce geleceğini düşünmendi. | Open Subtitles | كلانا يعلم أن السبب الوحيد لعدم صعقك لي وسجني في أول فرصة توفرت لك لأنك اعتقدت أن سفنكم ستصل هنا أولاً |
Eline geçen ilk fırsatta ona sırt çevirdin. | Open Subtitles | تستخدمونها لإدارة ظهوركم عنه في أول فرصة تغتنمونها |
Eline geçen ilk fırsatta ondan paçanı kurtaracağını söyledi. | Open Subtitles | لقد قالت إنك سوف تتخلصين منها في أول فرصة تسنح لك. |
Eline geçen ilk fırsatta kontrolü ele almaya hazır bir genç adamla karşı karşıyayız gibi görünüyor. | Open Subtitles | حسناً، جيّد، إنه يبدو كشاب متسعد لتحمّل المسؤولية في أول فرصة |
Bulabildiğim ilk fırsatta kendimi o evden attım. | Open Subtitles | . لقد خرجت من ذلك المنزل في أول فرصة سنحت لي |
Nerede aradın, lan? Bastın gittin. Eline geçen ilk fırsatta kaçtın. | Open Subtitles | لم تبحث بكامل تركيزك يا رجل، لقد تخليت عني، في أول فرصة سنحت لك |
- ...ve ilk fırsatta başkasınınkine geçmen üzerineydi. | Open Subtitles | أن تفارق جسده وتنتقل لجسد آخر في أول فرصة لك. |
Bunu ispat ettin, Akash, başkalarıyla acılarını paylaştığında ilk fırsatta aleyhine kullanacaklarını ispatladın. | Open Subtitles | كنت قد ثبت عكاش ، وتقاسم الألم مع شخص ما. وأنها سوف تستفيد من ذلك في أول فرصة |
O kızla ilk fırsatta evlenmen gerek. | Open Subtitles | يجب أن تتزوج الفتاة في أول فرصة تتاح لك. |
İlk fırsatta gezegeni terk etmeyi planladığın için senden hoşlanıp hoşlanmamasını umursamana şaşırdım. | Open Subtitles | أنا متفاجئة من أنك تهتم إن كان يحبك، بما أنك تخطط لمغادرة الكوكب في أول فرصة تسنح لك |
- İlk fırsatta bize ihanet edecek. | Open Subtitles | لديها النفوذ. وقالت انها سوف يخون لنا في أول فرصة. |
Ellerine geçen ilk fırsatta davayı benim elimden de alırlar. Bilir misin babam eskiden "Birine dahi bir şey ifade eden... yeteri kadar önemlidir." derdi. | Open Subtitles | سيقومون بإخراجي من القضية في أول فرصة يجدونها. أتعلم, اعتاد أبي أن يقول, |
Mesaj bırakın, ilk fırsatta geri dönerim. | Open Subtitles | أترك رسالة,وسأعاود الأتصال بك في أول فرصة مؤاتية |