Kadınlar artık kiliselerdeki geniş toplantılarda dua edebiliyorlar ve eskiden asla genel konferanslarda bulunamazlardı. | TED | أصبح بمقدور النساء الآن أداء الصلاة في اجتماعات على مستوى الكنيسة، حيث لم يكن بمقدورهن ذلك في المؤتمرات العامة. |
O yüzden zamanımın yarısını ameliyathanede değil toplantılarda geçiriyorum. | Open Subtitles | مايعني أنني أقضي نصف وقتي في اجتماعات وليس بغرفة العمليات. |
Seni bir süredir toplantılarda görmüyorum. | Open Subtitles | لم أركِ في اجتماعات العلاج من الإدمان منذ فترة |
Örneğin Joyce, bir kabin görevlisi denetmeni, patronu her gün toplantılarda not defterine penisler çizerken akşam izlediği pornoları anlatıyormuş. | TED | مثل جويس، تعمل مشرفة لمضيفات الطيران حيث أن رئيسها في اجتماعات كل يوم، يحكي لها عن الأفلام الإباحية التي شاهدها في الليلة الماضية بينما يرسم العضو الذكري على مفكرته. |
toplantılarda çokça duyabileceğin bir söz var. | Open Subtitles | هناك قول معتاد في اجتماعات علاج الإدمان |
Evet, galiba toplantılarda karşılaştık. | Open Subtitles | - نعم، أظنني رأيتها في اجتماعات |
Evet, galiba toplantılarda karşılaştık. | Open Subtitles | - نعم، أظنني رأيتها في اجتماعات |
(Gülüşmeler) Saatlerimi, günlerimi, haftalarımı meslektaşlarımla gizli toplantılarda bu küçük çıkıntı üzerine tartışmak için harcadım. İncelemelere dayanıp dayanamayacağını görmek için onu, en deneysel çubuklarımızla dürtükledik. | TED | ( ضحك ) لقد أمضيت ساعات ، أيام وأسابيع في اجتماعات سرية ، وأجادل زملائي في العمل ، حول تلك العثرة ، نبحث ونتجادل حول عصا التجارب التي لاترحم . لمعرفة اذا كانت ستصمد ضد التدقيق |