Üçümüzün En sonunda gerçek bir aile olmaya başladığını sanmıştım. | Open Subtitles | وظننتُ أنّ ثلاثتنا بدأنا في الأخير أن نُصبح عائلة حقيقيّة. |
Ve bu da En sonunda burada TEDTalk'ta size konuşma yapmamı sağlayan şey. | TED | وهذا ما جعلني في الأخير أتحدث إليكم هنا في محادثة تيد اليوم. |
Jimmy Kimmel eninde sonunda videoyu popüler olabileceği kadar popüler yapan bu tweet'i attı. | TED | جيمي كيميل نشر تغريدة تويتر هذه والتي ستقوم في الأخير بدفع الفيديو ليصير شعبيا كما هو الآن. |
en son ben seni kurtardığıma göre tekrar sen bana borçlu mu oluyorsun? | Open Subtitles | إن كنت أنا من أنقذتكِ في الأخير أفلا تكوني أنتِ مدينةً لي مجدداً؟ |
Soruşturma açılmış ama Nihayetinde ölümler kaza olarak kayda geçmiş. | Open Subtitles | تمّ توجيه إتهامات، لكن في الأخير تمّ إعتبار الوفيات كحادثة. |
En nihayet hemen kapatmamı gerektirmeyen bir aşk şarkısı. | Open Subtitles | أخيراً، أغنية حب أين لا يوجد ألم لييصبح في الأخير على ما يرام. |
Ne de olsa, onun kızı. | Open Subtitles | في الأخير, هي ابنتها |
En azından bana ihtiyacın olduğunda fiziksel bir reaksiyon vermiyorum. | Open Subtitles | حســنا، في الأخير لست الوحيد مع حركة جسدية تحتاجين إلي |
Ama günün sonunda, kalbim saftorik kızlara ait kalacaktır. | Open Subtitles | لكن في الأخير قلبي ينتمي الى فتيات الشوارع |
Yolculuk ne kadar uzun olursa olsun ya da ne kadar derin ve baskın En sonunda her şey bir adıma bağlıdır. | Open Subtitles | لايهممدىفترةالإرتقاء, أو مدى عمق الإنحدار. في الأخير, كلها تأخذ خطوة واحدة. |
ATM dışında hiçbir yerden para çekemeyecek, varlıkların En sonunda dondurulacak... | Open Subtitles | لن تستطيعي إستخراج أموال من الصراف الآلي، وستُجمّد ممتلكاتكِ في الأخير... |
Muhtemelen haftalarca işkence edip En sonunda kafama bir kurşun sıkarlar. | Open Subtitles | في الأغلب أنهم سيعذبونني لأسابيع ثم يتركونني للجرذان حتى يقرروا في الأخير أن يضعوا رصاصة في جمجمتي |
Ama eninde sonunda yine bir köpek isteyecektir,çünkü tavuklar arabaların peşinden koşmazlar... | Open Subtitles | ولكنه في الأخير سيرغب في كلب آخر لأن الدجاجات لاتطارد السيارات |
eninde sonunda davayı çözeceğini biliyordum, çaylak. | Open Subtitles | لقد عرفت أنك ستكتشف ذلك في الأخير أيّها المبتدئ |
eninde sonunda öldü, ama olsun. | Open Subtitles | أعني، لقد مات في الأخير لكن لازلت أملك الخبرة |
Yaşlılar en son inmeli, ya da yoldan çekilmeliler ! | Open Subtitles | كبار السن يجب أن يصعدوا في الأخير أو يذهبوا للجحيم بعيداً عن الطريق |
Böylece en Nihayetinde tek başına kaldı, kalp kırıklığından korunmuş olarak. | Open Subtitles | و هكذا يأكد لنفسه أنه في الأخير سيبقى وحيداً و آمن من أن ينجرح. |
Oynadığı oyunun sonsuza dek aleyhinde işleyeceğini nihayet anlayan bir avanak. | Open Subtitles | مدركاً في الأخير أنّ اللعبة التي يلعبها سيتم التلاعب بها دائما لغير صالحه |
Düşündüm ki En azından bu ortamda beni dinleyebilirsin. | Open Subtitles | لأنه لا يمكنني أن أتواصل معك في المنزل و اعتقدت أنه في الأخير في هذه الجلسة |
Çünkü günün sonunda insanlar sadece kurul üyelerinin resmini görmek isteyecek. | Open Subtitles | لأنه في الأخير الناس يريدون فقط أن يرو صور للإدرايين |
önünde sonunda hipotermiden ölürüz bu yüzden tüm bu enkaz, hayatımızı kurtaracak. | Open Subtitles | وسنموت في الأخير من إنخفاض الحرارة، لذا كلّ هذا الحطام سينقذ حياتينا. |
Böylece sonunda da kilise ayinleriniz ucuz bir karnaval gibi görünmekten kurtulur. | Open Subtitles | لتحصلوا في الأخير على خدمات كنيسة التي لا تشبه كرنفال رخيص |
Ağırlıkla atlamak o kadar da kötü değilmiş demek! | Open Subtitles | أعتقد أنّه ليس سيئاً للغاية كونكِ ثقيلة في الأخير |
Son olarak, Aletin ne yaptığı konusunda bir ipucu vermelisin. | Open Subtitles | في الأخير, يجب عليك أن تعطينا لمحة لما يعمله |