"في الأرض" - Translation from Arabic to Turkish

    • yere
        
    • yerdeki
        
    • Dünya'daki
        
    • Dünya'da
        
    • dünyada
        
    • Dünya'ya
        
    • Yerde
        
    • Topraklar'
        
    • toprağın altında
        
    • Dünya'nın
        
    • dünyadaki
        
    • Yer altında
        
    • tarlada
        
    • yeryüzünde
        
    • Dünya üzerinde
        
    - Hayır. Çıplak ellerimle yere kazdığım bir çukurda uyudum. Open Subtitles لا، أنا نمت في حفرة حفرتها في الأرض بيدي العارية
    Hayır, bayan. Rüzgâr veya yerdeki bir sarsıntı yüzünden olmalı. Open Subtitles لا يا سيدتي، ربما الرياح أو هزة خفيفة في الأرض
    Deşifre edebildiğim kadarıyla, 636'daki insanlar Dünya'daki teknolojik ilerlemeye benzer bir zaman dalarmış. Open Subtitles من ما استطيع ان أفك شفرته الناس في 636 كان لديهم تكنولوجيا مماثلة لتلك التي توجد في الأرض
    Dünya'da gökyüzü nasıl görünür bilecek kadar uzun yaşamışım. TED لقد عشتُ في الأرض فترة كافية لمعرفة شكل السماء.
    Krallığın gelsin, iraden gerçekleşsin hem dünyada hem de cennette. Open Subtitles ستأتي الجنة .. ستكون. في الأرض كما هي في الجنة
    Shakri gemisi Dünya'ya bağlanmış, ...yedi dakikada yedi geçit aracılığıyla. Open Subtitles مركبة الشاكري ارتبطت في الأرض خلال سبع بوابات وسبع دقائقِ
    Onda bir sürü çılgın fikir vardı. Yerde saklambaç oynamak gibi. Open Subtitles كان لديه جميع الأفكار المجنونة والغامضة في الأرض
    Kutsal Topraklar'da on yıl sinekler ve yılanlar tarafından ısırıldık vahşilerce katledildik, bozuk şarapla zehirlendik kadınlar tarafından küçük düşürüldük, ateşler içinde kıvrandık ve bunların hepsini Tanrı'nın haşmeti adına yaptık. Open Subtitles عشرة سنوات في الأرض المقدسة أُصاب بعض الأفاعي والذباب اذبح من قبل الهمج واسمم بالنبيذ السيئ
    Dedim ki "İkincisi, çocukların başına her gün kötü şeyler geliyor ve siz bu retinaları istememiş olsaydınız şimdi, büyük ihmalle toprağın altında çürüyeceklerdi. TED ثانيًا، الأشياء السيئة تحدث للأطفال كل يوم وإذا لم تريدي هذه الشبكية، لكانت على الأرجح مدفونة في الأرض الآن
    Affedersin ben "dedektifim" ve silahını yere bırakman gerektiğini düşünüyorum. Open Subtitles معذرة, أنا محققة وأظن حقًا أن تضع المسدس في الأرض
    Ayağın yere yapışmış ya da felç geçirmişsin gibi geliyor. Open Subtitles تبدو مثل أن قدميك عالقة في الأرض أو كانكِ مشلولة
    Ve metin, sağlam bir çapa ya da yere çakılmış bir çivi gibi iş görür. TED ومن ثم النص يلعب دور المرساة القاسية التي هي نوع من المسامير في الأرض.
    Tuvalet diye yerdeki delikleri kullanıyorlar, tahta bir barakayla örtülmüş. TED المراحيض هناك هي حرفيا عبارة عن ثقوب في الأرض مغطاة بكوخ خشبي.
    Bu da, sırasıyla, hiç Cüce kadını olmadığına ve Cüceler'in yerdeki deliklerden çıkarak çoğaldığına dair inanışların yerleşmesine sebep olmuştur bu çok saçma, tabiki. Open Subtitles وهذا بدوره أعطى فكرة الأعتقاد بأن لا وجود للنساء الأقزام وأن الأقزام يأتون من حفره في الأرض
    İlk hücre, Dünya'daki ilk şeydi. Open Subtitles الخلايـا الأولى كانت الشيء الأول في الأرض
    Çikolata bir yana, o deneylerin her biri, burada, Dünya'da cevaplayamayacağımız bir sorunun cevaplanmasını sağlıyor. TED الآن بجانب الشوكولا كل واحد من هذه التجارب تتيح لنا الإجابة عن الأسئلة العلمية التي لا يمكننا فعلها هنا في الأرض.
    ilk adımı ele alın, dünyada yaşam ortaya çıktıktan hemen sonra. TED اتخذ الخطوة الأولى، حالما تظهر الحياة في الأرض
    Dünya'ya o uzaklıktan baktığımda gezegenimizin ne kadar küçük ve kırılgan olduğunu fark ettim. Open Subtitles تبحث في الأرض من تلك المسافة، رأيت، لأول مرة، كيف الصغيرة وهشاشة كوكبنا.
    Fotoğraf kulübesine gideceğim. Yerde uyurum. Arkada da hortumları var. Open Subtitles سوف أذهب إلى المحل سوف أنام في الأرض ، وهنالك مياه في الخلف
    Kutsal Topraklar'da Sarazenler kralı öldürmeye geldi. Open Subtitles , في الأرض المقدسة . جاء المسلمون لقتل الملك
    Katilleri özgür kalmışken, toprağın altında çürüyorlar. Open Subtitles إنهم يتعفنون في الأرض و قاتلهم يسير حرًا.
    Ama Dünya'nın gün ışığı bile kafa karıştırıcı olabiliyor. TED لكن حتى ضوء النهار في الأرض يمكن أن يربكنا.
    dünyadaki nükleer santrallerin neredeyse tamamı temel soğutucu olarak su kullanır. TED تعتمد معظم الطاقة النووية المستخدمة حالياً في الأرض على الماء كمادة تبريد أساسية
    Yer altında bir delikte 5 yıl boyunca yaşama hakkı kazandın. Open Subtitles ستتمكني من العيش في حفرة في الأرض لخمسة سنوات
    Kendi elleri veya hayvanları ile tarlada çalışan bu... fakir çiftçiler, bugün Batı Afrikadaki... ...en fakir çiftçilerle... ...karşılaştırılabilir ürüne seviyesine sahipler. TED هؤلاء المزارعون الفقراء يعملون في الأرض بواسطة الأيدي أو بالإستعانة بحيواناتهم، يمكن مقارنة مستوى المحصول لديهم بأفقر المزارعين في غرب أفريقيا اليوم.
    "yeryüzünde ve gökyüzünde krallığın egemen olsun... "senin istediğin olsUn. Open Subtitles ليأت ملكوتك, ولتكن مشيئتك في الأرض كما هي في السماء
    Ya Dünya üzerinde, yaşayan, dinamik bir madde varsa? Open Subtitles ما إذا كان هناك وجود مسألة غير موجود في الأرض إلا على قيد الحياة، ودينامية؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more