Bütün gece Buzdolabında kalır ve sabah pişirilir. | Open Subtitles | و نضعها في البراد طوال الليل و من ثم نقوم بخبزها في الصباح |
Buzdolabında iki tane daha var. | Open Subtitles | هناك إثنان أخريان في البراد يحتجن التسخين |
Tamam, Buzdolabında bir tane limon var. Bir. | Open Subtitles | حسناً انت تمتلك ليمونه واحد في البراد واحـــدة |
Dondurucuda bezelye torbasının altında sakladığım fasulyeli, peynirli börek var. | Open Subtitles | عندي بوريتو بالحبوب والجبنة في البراد كنت أخبئها تحت كيس فاصوليا |
dolaba koyacağım yeri orası tüm bunları toptancıdan aldım normal satıcı yüksek fiyattan vermeye çalıştı havucun kilosuna 30 rubiyeh dedi | Open Subtitles | سأضعها في البراد إنه مكانها إبتعت كل هذا من متجر البيع بالجملة |
Buzdolabındaki rehineyi gördükten sonra seve seve arabada kalabilirim. | Open Subtitles | ،بعد رؤية رجل متجر الرهن محشواً في البراد يسرني البقاء هنا |
- Kulüp binasında. Buradan alabilirsin. Buzdolabında bolca bebek için anne sütü var. | Open Subtitles | في النادي يمكنك أخذهما من هنا" "ضخخت كمية حليب كبيرة وهي في البراد |
Buzdolabında makarna sosu var. | Open Subtitles | هناك بعض السباقيتي بالصلصة في البراد |
Karşıdaki odanın Buzdolabında danışmanların gizli bir zulası var. | Open Subtitles | لدى المستشار خلطة سرية في البراد |
Lokantadan eve çorba getirsem ve Buzdolabında iki gün bıraksam kimse yemeyecekti. | Open Subtitles | "لو أحضرت حساء للمنزل من "ديلي وتركته في البراد ليومان ، لا أحد يأكله |
Buzdolabında gazoz var. | Open Subtitles | هناك طعام في البراد. |
- Senin biran Buzdolabında. | Open Subtitles | الجعة في البراد |
Hamuru dolaba koyun ve ertesi gün meyve şekerlemesini ilave edin yeter. | Open Subtitles | ضعي الزبدة في البراد و في اليوم التالي, فقط أضيفي الفواكه المحلاة... |
Janette! Bunları dolaba koy, tamam mı? | Open Subtitles | هلا وضعتي هذا في البراد جتنيت |
- Buzdolabındaki kutuda. | Open Subtitles | -إنها في الصندوق في البراد . |