Leydi Mary, sizi tekrar Sarayda gördüğüme çok memnun oldum. | Open Subtitles | سيدة ماري. يسرني جدا أن نراك مرة أخرى في البلاط |
Sana daha önce sormadım lakin bahse girerim Sarayda geçirdiğin vakit önemlidir. | Open Subtitles | لم أسألك من قبل, ولكنه أمر مهم بالنسبة لفترة بقائك في البلاط |
Sarayda oldukça hatırı sayılır biridir. | Open Subtitles | لقد بلغت مرتبة مشرفة في البلاط الامبراطوري، أنا فخورة جدا بها |
Saray oturumlarına katılan herkes aynı rüyayı görüyor. | Open Subtitles | كل من كان في البلاط الملكي حلم بنفس الشيء |
Saray gösterilerinde alkış yasaktır. | Open Subtitles | إن التصفيق لا يسمح به عادة في الأداء في البلاط |
Karşılığında, saraya dönmen için Kral'ı ikna edecek. | Open Subtitles | وبالمقابل , سيقنع الملك بمسامحتك والترحيب بك في البلاط مجدداً |
- Leydi Lisle'ı, saraydaki hayatın; kibir, haset, hor görme ve alaylarla dolu olduğu konusunda uyardın mı? | Open Subtitles | ان الحياة في البلاط مليئة بالتكبر والحسد والاحتقار والسخرية؟ |
Eğer kraliçe beni görmek isterse, bütün gün Sarayda olacağım. | Open Subtitles | لو أن الملكة تريد أن تراني فسوف أكون في البلاط كل فترة ما بعد الظهيرة |
Tanrı aşkına, hala Sarayda uygulanırken, batıl inançları, zinayı ve bu saçma ayinleri kiliselerimizde nasıl yasaklayabiliriz? | Open Subtitles | باسم الرب ، كيف يتم حظر الزنا الخرافات وعبادة الأصنام في كنائسنا عندما يتم تطبيقها في البلاط ؟ |
Kral'ın yokluğunda, Sarayda çok fazla saldırı ve kötü niyetli işler oldu. | Open Subtitles | في غياب الملك كان هناك الكثير من الحقد والعنف في البلاط |
Diğer yandan, Sarayda bir bakire var. | Open Subtitles | وعلاوة على ذلك ، توجد هنالك خادمة في البلاط |
Mevsimler geçerken Erzebet Sarayda gittikçe daha az vakit geçirmeye başladı. | Open Subtitles | ومرت الفصول بينما تقضي ارشبت القليل والقليل في البلاط. |
Fransa'dan yeni döndüm ve Sarayda çok az kişiyi yakından tanıyorum. | Open Subtitles | لقد عدت مؤخرا من فرنسا وأنا أعرف بعض الناس المقربين في البلاط |
Sus, sus. Sarayda özel biriymişim gibi hissetmek bana yeter. | Open Subtitles | بأنني لا أحب وجودي في البلاط كشخصية مميزة؟ |
İkinci Charles misal Saray ressamı, adamın metresini, çıplak göğüsleriyle ölümsüzleştirmiş. | Open Subtitles | جعل رسّامه المفضل في البلاط يخلّد عشيقته برسمها عارية النهدين |
Leydi Mary, Saray erkanının bazı önde gelenleri, vicdani olarak şüphe içinde olduklarını, çünkü Prens Edward'ın annesi Kraliçe Jane'in, sizin anneniz Kraliçe Katherine'in aksine, resmi olarak taç giyme töreninin hiç yapılmadığını söylediler. | Open Subtitles | سيدة ماري بعض الناس المهمين في البلاط أخبروني بأنهم يشعرون بعدم إقتناع الضمير |
Saray oyunlarına pek alışık olmayan bir kadın olarak, giderek iyi oyuncu oluyorsun. | Open Subtitles | بالنسبه لإمرأه صبورة في البلاط دائما لقد أصبحتي لاعبة لعبة مثيرة للاهتمام |
Bir gün seni de Saray oturmalarında görecek miyiz? | Open Subtitles | هل سوف نراك في البلاط الملكي في يوم ما؟ |
Mükemmel kaderimi duyduğunu ve onu saraya aldırmamı rica ettiğini söylüyor. | Open Subtitles | تقول بأنها قد سمعت عن مصيري العظيم وأن كنت سأرضى الآن بالإرسال لتعيينها في البلاط |
Bana öyle geliyor ki Muhafaza Amiri, saraydaki düzeni koruması için göreve getirilen birine göre, vazifelerinizde büyük bir başarısızlık yaşıyorsunuz. | Open Subtitles | يبدو لي ، أيها الرقيب ، كمسؤل عن الحفاظ على النظام في البلاط فانت غير متفرد في مهامك |
Bunun karşılığında, seni affetmesi için Kral'ı ikna edecek. | Open Subtitles | ويرحب بك مجدداً في البلاط |