Temsilcimin tavsiyesi üzerine TV ye çıkacağım. Bütün biletler satıldı. | Open Subtitles | اتبعت نصيحة وكيلي وبعت كل شيء ولسوف أظهر في التليفزيون |
Hakkımda TV'de olumsuz şeyler söylenmemeli. | Open Subtitles | لا أستطيع ان يكون لدى اشخاص يقولون أشياء سيئة عني في التليفزيون |
Bul onu, hakkımda TV'de iyi şeyler söylesin. | Open Subtitles | انت تذهب و تقول لها أن تقول أشياء جيدة عني في التليفزيون |
Televizyonda görünen öpüşme sahnelerinden yaptınız mı? | Open Subtitles | هل فعلت معه قبلات كالتي نشاهدها في التليفزيون ؟ |
Seni Televizyonda izledim, herkese masum olduğunu söylüyordun. | Open Subtitles | ..لقد رايتك في التليفزيون يا توم تخبر الجميع كم أنت بريء |
Memnun oldum. Sizi TV'de izledim. Yakından çok sevimlisiniz. | Open Subtitles | ، رأيتك كثيراً في التليفزيون أنت جميلة جداً في الطبيعة |
Bilirsiniz şu göğüs geliştirme programları gece yarısı TV'e verilenleri? Bu onun fikriydi. | Open Subtitles | تعرفون برنامج توسعه الصدر في التليفزيون ؟ |
TV'de çalışan birini ara ve ona yeni bazı reklamlar yapacağımızı söyle. | Open Subtitles | أتصل برجلك في التليفزيون وأخبره بأننا نريد حجز مساحة اعلانية فوراً |
G.E.'de yükselişinde bir basamak olarak kullanmak için altı ay TV'de geçirecektin | Open Subtitles | كان من المفترض بقاؤك ستة أشهر في التليفزيون, وذلكفيطريقكلرئاسةجنرالإلكتريك. |
Teknik olarak, TV'de dadıyı canlandırdım. | Open Subtitles | نظرياً، لعبتُ دور جليس أجنبي في التليفزيون |
Bir keresinde TV'de gördüm. | Open Subtitles | ذات مرة رأيت واحداً في التليفزيون |
Kazayı TV'de gördüm. | Open Subtitles | رأيت حادث الطائرة في التليفزيون |
Her yerdeler... İlk başta TV'de, şimdi de buzda. | Open Subtitles | -أنهم بـ كل مكان ،الاول في التليفزيون ،و الان علي الجليد |
Hey ortaklar, bakın. Bakın, TV'desiniz. | Open Subtitles | أنتم في التليفزيون |
Kenya TV'sinde aralıksız 20 gece haberi yapıldı, ve Kenya istihbaratına göre de oyları da yaklaşık %10 civarında etkileyerek seçim sonuçlarını değiştirmiş oldu. | TED | وإستمر لمدة عشرين يوماً في التليفزيون الكيني , غير التصويت بنسبة 10 % , إعتماداً على تقرير الإستخبارات الكينية , الشيء الذي غير نتائج الإنتخابات . |
-Alf, bilirsin, TV'de, kukla. | Open Subtitles | -الأقزام التي في التليفزيون |
Şey umarım, Lana'nın Televizyonda söyledikleri seni fazla korkutmamıştır. | Open Subtitles | أنا أتمنى ألا يكون ما قالته لانا في التليفزيون قد ضايقك كثيرا |
Şey umarım, Lana'nın Televizyonda söyledikleri seni fazla korkutmamıştır. | Open Subtitles | أنا أتمنى ألا يكون ما قالته لانا في التليفزيون قد ضايقك كثيرا |
Bir çocuk Televizyonda yılda ortalama 10.000 yemek reklamı görüyor. | Open Subtitles | معظم الأطفال الأمريكيين يشاهدون 10 آلاف إعلان عن الأكل في التليفزيون |
Televizyonda kimsenin 3 karavanı olmaz. | Open Subtitles | لم يحدث في التليفزيون عمل له ثلاث أفيشات |