"في الجنّة" - Translation from Arabic to Turkish

    • Cennette
        
    • Cennete
        
    • Cennetteki
        
    • Cennet'te
        
    Orada onunla ilgileneceğimizi Cennette yemeğini yiyip, lazımlığına yaptığından emin olmak için. Open Subtitles سنعطيه أخبارها وسنعتني به أنه يأكل جيداً حساءه ويقضي حاجته في الجنّة
    Son gününde onun yanındaydım. Ve o kesinlikle Cennette değildi. Open Subtitles كنتُ معها في يومها الأخير، وبالقطع لم تكُن في الجنّة.
    Vaftiz edileceksin. Cennette sonsuz huzur bulacaksın. Open Subtitles سأعمّدكَ وستنعم بالمجد والسكينة الأبديّة في الجنّة
    Cennete giderim diye ummuştum. Open Subtitles كُنتُ أفضّل لو كانت نهايتي في الجنّة.
    Hepimiz Cennete gideceğiz. Open Subtitles سوف نأكلُ جميعاً الحِملان في الجنّة
    "Cennetteki bir tapınak yolumuzun üzerinde olsun." Open Subtitles اهدنا الصراط المستقيم إلى معبدٍ في الجنّة
    Sadece, Cennet'te bir kovboy olarak düşünüyorum kendimi. Open Subtitles أعتقد أنّي سأكون راعي بقرٍ في الجنّة.
    Cennette, sancılar içinde inleyen bir kadın varmış. Open Subtitles في الجنّة هناك إمرأة في المخاض .تصرخُ من الألم
    Son gününü Cennette geçirdi. Güneşe doyup insan olmanın nasıl bir duygu olduğunu yâd ederek geçirdi. Open Subtitles قضت آخر لحظاتها في الجنّة تتخللها الشمس مُستغرقةً في معنى الإنسانيّة.
    Görünüşe göre Cennette bir sorun var. Open Subtitles حسنٌ، من الواضح أنّ ثمّة مشكلة في الجنّة.
    Umarım Cennette misafir odan vardır. Open Subtitles آمل أنّكَ جهّزت لي غرفة ظيوفٍ في الجنّة.
    Bizim gibi insanlar, sürekli dışarı kaçmaktan bahseder, Cennette yaşamaktan. Open Subtitles اشخاصٌ مثلنا، دومًا نتحدث عن الهرّوب والعيش في الجنّة
    Böylece Cennette onunla beraber olabiliriz. Daima. Biz. Open Subtitles حتى أكون أنا وهي في الجنّة معاً، معاً للأبد.
    Şeytan öldüğümüzü öğrenmeden yarım saat önce inşallah Cennette oluruz. Open Subtitles لعلّنا سنكون في الجنّة قبل نصف ساعة من أن يُدرك الشيطان بأنّا قد متنا
    Ya Cennette ya da cehennemde şimdi. Open Subtitles قد يكون في الجنّة أو في الجحيم
    Tanrı'dan bağışlanmayı dile. Vaftiz edileceksin. Cennette sonsuz huzur bulacaksın. Open Subtitles اسأل (المولى) المغفرة وسأعمّدكَ، وستنعم بالمجد والسكينة الأبديّة في الجنّة
    Seninle Cennette buluşamayacağız ama sen ikimiz için de oranın tadını çıkar, tamam mı? Open Subtitles لن أقابلك في الجنّة... لكن استمتعي بالنيابةِ عنّا كلينا اتّفقنا؟
    Onlara göre, Cornelius Hatcher Cennete şer yuvası kurdu. Open Subtitles إليهم, كورنليوس هاتشر إبنى بابل في الجنّة .
    Büyükannemin Cennete gittiğini söylemiştin. Open Subtitles لقد قلت أن الجدة في الجنّة
    Şimdiden Cennetteki ilk gününü planladı. Open Subtitles لقد قام مسبقاً بالتخطيط لأول يوم له في الجنّة!

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more