Yine de gözaltına alacak başka birini bulana kadar gitmesine izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | لكن حتى يكون لدينا شخص آخر في الحجز لن أسمح له بالمغادرة |
Charlotte ve Staphanie'yi taciz etmek suçundan gözaltına alınıp sorgulandım. | Open Subtitles | لقد استدعيت في الحجز القضائي وإستجوبت في تهمة التحرش شارووت وستيفاني. |
Kefalet talebi reddedildi ve 15 gün göz altında tutuldu. | Open Subtitles | وسيبقى في الحجز لمدة 15 يوماً بعد أن تم رفض كفالته |
Şu anda göz altında olduğunuzu düşünün. | Open Subtitles | فكروا فقط، يُمكن أن تكونوا في الحجز الآن |
İspatlamak için yardımıma ihtiyaç duyabilir... Gözaltında olursam, ona yardım edemem. | Open Subtitles | وربما يريد العون للعثور عليه ولا يمكنني مساعدته وأنا في الحجز |
O zaman sana inana kadar nezarette bekleyiver. | Open Subtitles | أنك لن تمانع الإنتظار في الحجز حتى أصدقك |
Eşinizin ifadesine dayanarak Amit ve Wasim'i göz altına aldık. | Open Subtitles | لقد اتخذنا اميت ووسيم في الحجز استنادا إلى بيان زوجتك. |
10 saat sonra gözaltındayken şüpheli bir durumdan ölmüş. | Open Subtitles | لقد مات في الحجز بعد عشر ساعات لاحقًا في ظلّ ظروف مُثيرة للشُبهة. |
- Defteri, gözaltına alınınca alırsın. - Yeterince âdil, tamam. | Open Subtitles | ـ سوف تحصل على الدفتر ، عندما يكون في الحجز القضائي ـ هذا عادل ، لا بأس |
- Defteri, gözaltına alınınca alırsın. - Yeterince âdil, tamam. | Open Subtitles | ـ سوف تحصل على الدفتر ، عندما يكون في الحجز القضائي ـ هذا عادل ، لا بأس |
Beni ne tutuklamak ne gözaltına almak istiyorsun.... ...çünkü onların cebindesin. | Open Subtitles | لا تريد ان تعتقلني لا تريد ان تضعني في الحجز لأنك في جيبتهم |
Cameron onu konuşana kadar göz altında tutmaya çalışıyor. | Open Subtitles | كاميرون يحاول إبقاءها في الحجز حتى تتحدث |
Şu an göz altında olmamasının sebebi, bana gelmesiydi. | Open Subtitles | السبب الوحيد انه ليس في الحجز هو أنه غافلني |
Annesinin gitmiş olması yeterince kötü şimdi de babası Gözaltında ve zavallı çocuğu sosyal hizmetlere teslim etmek zorundayız. | Open Subtitles | اتعرف من السيء كفاي ان امه هجرته والآن والده في الحجز و علينا ان نوصل الطفل لخدمات حماية الاطفال |
Lisa, neden okuldan sonra bütün günümü Gözaltında geçiriyordum biliyor musun? | Open Subtitles | ليسا .. اتعلمين لماذا ابقي في الحجز كل يوم بعد المدرسة |
Elim kolum bağlı. nezarette bir gece geçirince açılır belki. | Open Subtitles | ربما ليلة في الحجز تساعد على فكها |
Bazı nedenlerle göz altına aldığımız masum bir adamla kaldık. | Open Subtitles | ما نحن مع اليسار هو رجل بريء ، الذين لسبب ما ، لقد اتخذنا في الحجز. |
Masumsa, bunu gözaltındayken de kanıtlayabilir. | Open Subtitles | إذا كان بريئاً فيمكنه أن يثبت هذا و هو في الحجز |
Ama hapis hayatını biraz daha.... ...rahat ettirecek koşullar sağlayabilirim. | Open Subtitles | لكن أنا راغب لتزويدك بعض وسائل الراحة الذي سيبدأ حياتك في الحجز مريح أكثر بعض الشيء. |
tutuklu kalmaya devam ederse işte asıl o zaman başı gerçekten belaya girebilir... | Open Subtitles | وأعتقد أنه كلما طال بقاؤه في الحجز كلما زادت خطورة وقوعه بمشاكل حقيقية |
Böyle bir kasabada herkes birkaç gecesini kodeste geçirmiştir. | Open Subtitles | في بلدة كهذه، الكل يمضي ليلة أو ليلتين في الحجز. |
Gözaltındalar ama bizimle konuşmanın intihar olacağını biliyorlar. - Ya Jason? | Open Subtitles | لدينا جميعهم في الحجز ,لكنهم يعرفون أن التحدث إلينا بمثابة إنتحار بالنسبة لهم |
Haftada 15 dakika gözetim altında tutuyorlar. | Open Subtitles | إنهم يضعونه في الحجز لمدة 15 دقيقة لأسبوع |