partilerde çekmenin hiçbir mahsuru yok, ama tüm gün uçmak farklı. | Open Subtitles | الفائدة الوحيدة للمخدّرات في الحفلات ولكن على المدى الطويل تكون مُضرّة |
Bu oyunla ilgili bir alt kültür var. Oyuna isimler bulup partilerde oynuyorlar. | Open Subtitles | هناك ثقافة كاملة مبنية حول هذه اللعبة يطلقون عليها أسماءً ويمارسونها في الحفلات |
partilerde bağlantıyı koparmaktan hepimiz endişelenirdik, bu yüzden hep kayıt tuttuk. | Open Subtitles | كنا نقلق من أن ننفصل في الحفلات لذا تلحق كلانا الأخرى |
Eminim ki çocukların doğum günleri için iyi bir parti hilesidir... | Open Subtitles | أنا متأكد انها عامة في الحفلات. في أعياد الميلاد للأطفال الصغار |
Sadece en iyilerle takılırdın. | Open Subtitles | أنت في الحفلات كنت أفضلهــم دائمـاً |
Tabii çocuğunun bir konser süpürgelikçisi olmasını istemiyorsan. | Open Subtitles | باستثناء إن أردت أن يكون ابنك غسال أراض في الحفلات |
Evet artık partilerde neden eğlenceli olduğumu biliyorsunuz. | TED | وتعلمون الان لما انا محبوبة في الحفلات. |
Kutup gezgini olma fikrini, üniversitedeyken partilerde kızların iyi karşılamasını çok ilham verici buldum. | TED | وجدته أمراً مشجعاً كثيراً بأن فكرة كوني مستكشف قطبي جرت بشكل جيد جداً مع الفتيات في الحفلات عندما كنت بالجامعة. |
Bunu kavradığınız zaman insanları partilerde oldukça etkileyebilirisniz. | TED | عند تعلمك هذا، يمكنك ادهاش الناس في الحفلات. |
Terbiyeli hanımlar partilerde uykuya yatarlar. | Open Subtitles | لقد نشأنا على وجوب أخذ الفتيات لقسط من الراحة في الحفلات |
partilerde herkesin mutlu olması gerektiğini biliyor musunuz? | Open Subtitles | ألا تعلمين أنه في الحفلات يفترض أن يكون الجميعُ سعداء؟ |
partilerde mutlaka servis tabağı kullanırım, onun için de Sub Zero buzdolabı istiyorum. | Open Subtitles | في الحفلات أستخدم أطباق واسعة لذلك أنا أحتاج إلى ثلاجة عملاقة |
Onu partilerde bana gösterdiler ama asla onu yalnız görmeme, düzgünce konuşmama izin vermediler. | Open Subtitles | كانوا يرونني إياها في الحفلات لكن لم يسمح لي مطلقاً لكي أنفرد بها وأتحدث إليها |
- Bu çok tuhaf. partilerde kuraldır. | Open Subtitles | كان هذا غريب بعض الشيء هذا ما يحدث في الحفلات |
Genelde partilerde dolaşıp erkekleri öpmem. | Open Subtitles | ليس من عادتي أن أجول في الحفلات و أقبل الشبان |
Eminim ki çocukların doğum günleri için iyi bir parti hilesidir... | Open Subtitles | أنا متأكد انها عامة في الحفلات. في أعياد الميلاد للأطفال الصغار |
Size büyük bir parti işi buldum. | Open Subtitles | أحصل لكم على عمل كبير في الحفلات. |
Evet, her zaman iyi bir parti numarasıdır. | Open Subtitles | نعم.. إنها خدعة جيدة في الحفلات دوماً |
Sadece en iyilerle takılırdın. | Open Subtitles | في الحفلات كنت أنت دائمًا أفضلهم |
Ama bir Pulitzer ödüllü, bir konser çellocusu ve iki burslu Rhodes öğrencisi arkadaşımız var. | Open Subtitles | {\pos(192,210)} لكن لدينا فائز بجائزة (بوليتزر)، عازف كمان جهير في الحفلات الموسيقية... وإثنين حاصلين على منحة (رودس). |