Bu Hollandalı, kıvırcık saçlı tombul adam -- neden ıslık çalıyor? Aslında, yaklaşık dört yaşımdan beri ıslık çalıyorum. | TED | ما هذا السمين , شاب ذو شعر مجعد من هولندا لماذا يصفر ؟ حسنا , في الحقيقه أنا أصفر منذ أن كان عمري أربع سنوات |
Hayır, Aslında seninle özel olarak ilgileniyorum. | Open Subtitles | في الحقيقه أنا فقط .. أتخذتُ إهتمامات خاصه بك |
Aslında Elliott'a benimle çalışması için ödeme yapıyorum başına seni tanınmaz hala getirip arka plana atacak trajik kaza geldiğinde mükemmel olacağım. | Open Subtitles | في الحقيقه أنا دفعت لإليوت لكي يتدرب معي وسوف تكون مثالية جداً بحلول الوقت الذي سيحصل لك الحادث المأساوي |
Aslında, ben kendimi ne yaptığıma dair hiçbir fikrim yokmuş gibi hissediyorum. | Open Subtitles | في الحقيقه أنا أشعر أنني لا أملك أية فكرة عما أفعله |
Aslında, ben Michael'a bakmıştım. | Open Subtitles | في الحقيقه أنا أبحث عن مايكل .. |
Aslında bazen ben de satma fikri üzerine öylesine düşünüyorum. | Open Subtitles | في الحقيقه... أنا أحيانا ً أعبث في فكرة البيـع |
Aslında iyi karşılıyorum. | Open Subtitles | في الحقيقه أنا على مايرام مع ذلك |
Evet, Aslında diyorum. Sana ödlek diyorum. | Open Subtitles | نعم في الحقيقه أنا أدعوك بالجبان |
Hayır, Aslında geldiğine sevindim. | Open Subtitles | كلا , في الحقيقه , أنا سعيده لأنكِ هنا |
Aslında ciddiyim. | Open Subtitles | لا في الحقيقه أنا جادٌ .. |
Aslında, tam Liu ailesinden sayılmam. | Open Subtitles | ( في الحقيقه أنا لستُ جزء من عائلة ( ليو |
Aslında burada en yaşlı kişi benim. | Open Subtitles | في الحقيقه أنا أكبر شخص هنا |
Aslında ben şişman değilim. | Open Subtitles | في الحقيقه... أنا لستُ سميناً. |