Eminim hiçbiriniz yanlış karar vermek istemezsiniz. | Open Subtitles | أنا متأكّد أنه لا أحد منكم يرغب في التسبب في الخطأ |
Buraya doğru cevapları yazarsan nerede yanlış yaptığımı görürüm. | Open Subtitles | لذا, قم بوضوع الأجوبة الصحيحة هنا وأنا سأرى أين وقعت في الخطأ |
Bazen doğru amaçlar uğruna yanlış şeyler yaptığımız oluyor. | Open Subtitles | في بعض الأحيان نضطر للوقوع في الخطأ من أجل أسباب نافعة |
yanlış zamanda yanlış yerdeydi. | Open Subtitles | وكان في الخطأ المكان في الوقت الخطأ. |
Tanrı biliyor ya, her şeyim yanlış benim. | Open Subtitles | انا في الخطأ في كل شي ,الله يعلم ذلك |
Hep üzgünsün, hepsi senin suçun ve yanlış hep senin yanlışın. | Open Subtitles | فـأنتِدوماًآسفة... دوماً في الخطأ و دوماً مُخطئة هذاالتّصرف... |
Doğru, yanlış düşünceleri bitti. | Open Subtitles | لن نفكر في الخطأ والصواب |
Beni yanlış anlama. Seni yapabileceğim en iyi şekilde savunacağım. | Open Subtitles | لن أفعل لا تضعني في الخطأ |
Sadece yanlış otel odasındaki bir adam, öyle mi? | Open Subtitles | مجرد bloke في الخطأ غرفة الفندق ، إيه؟ |
İkiniz de bu işi yanlış yapıyorsunuz. | Open Subtitles | انتم الاثنين وقعتم في الخطأ |
Hadii! Bişeyler yanlış . | Open Subtitles | شيء وتضمينه في الخطأ. |
yanlış olanı yapmaktan kaçınmak için önce doğru olanı yaparsın. | Open Subtitles | يا أسود يا أبيض. -أن تفعل الصواب كيّما تتجنب الوقوع في الخطأ . |
Angel yanlış kişiyi yok edene kadar, böyle yapıyorduk. | Open Subtitles | حسناً ، لقد فعلنا هذا حتى ... أوقع ( إنجل ) نفسه في الخطأ |
- İşte yanlış yaptığın yer.. | Open Subtitles | -لهذا وقعتي في الخطأ |
- yanlış bir şey yapmam. | Open Subtitles | {\pos(190,220)} لن أقع في الخطأ.. أعدكِ |
yanlış yöne gidiyor... | Open Subtitles | هو ذهب في الخطأ... |