"في الخطيئة" - Translation from Arabic to Turkish

• günah içinde
• günahkar olarak

Büyükailen bir günah içinde yaşıyor çünkü büyükbaban evlenme teklif etmemiş.
يعيش جديكِ في الخطيئة لأن جدكِ لا يريد أن يطرح السؤال

Oğlum, sen hep günah içinde yaşamışsın.
ولكن أنت يا بني عشت طيلة حياتك في الخطيئة

Yalnızca şunu söyleyeyim ki günah içinde yaşıyoruz.
سوى قول هذا نحنُ نوعاً ما نعيش في الخطيئة

Şey, sırf artık iblis değilsin diye, günah içinde yaşamayacağımız anlamına gelmez.
حسنا، لمجرد كنت لا شيطان بعد الآن، لا يعني أننا لا نستطيع أن نعيش في الخطيئة.

Ben günahkar olarak doğduğunda...
وأعتقد أنه إذا كنت ولدت في الخطيئة ...

Ahlâkî değerlerim çok zayıf, günah içinde yaşıyorum, yine de ağzı bozuk olmamanın cennete girmeme yeteceğini umuyorum.
لدي أخلاقيات غير ثابتة وأعيش في الخطيئة لذا ما زلت أتأمل أن يدخلني عدم التفوه بكلمات بذيئة الجنة

Biz mutluyuz. günah içinde yaşamak bize çok uygun.
نحن سعيدان إننا لا نمانع العيش في الخطيئة

Çünkü günah içinde yaşamanızı kutlayasınız diye size pasta verecek değilim.
لأنّي لن أهبك كعكة للاحتفال بعيشك في الخطيئة.

Eskiden kuşkulu itibarı ve Rus göçmeni olan günah içinde yaşayan bir kadının mı?
امرأة كان سابقا الذين يعيشون في الخطيئة مع المهاجر الروسي سمعة مشكوك فيها؟

Senin deyiminle sadece boşanana kadar günah içinde yaşayacağız.
كنا نعيش فقط في الخطيئة كما تسمينها حتى الطلاق.

- günah içinde yaşıyorsun. Hayır yaşamıyorum.
انت تعيش في الخطيئة لا لا لا لم افعل

* Çünkü dünyadaki son seferim günah içinde geçmişti *
* لأن المرة الأخيرة لي على الأرض عشت حياتي بأكملها في الخطيئة *

Malik ve ben günah içinde yaşama konusunda bir karar verdik, tamam mı? Günahı yaşıyoruz.
أنا و"ماليك" قمنا بالتزام هامٍ جداً حيال العيش في الخطيئة.

günahkar olarak yaşayacağına inanırım.
لذلك كنت تعيش في الخطيئة .