| Hayır, hiçte değil. Arka tarafta banyoda. | Open Subtitles | لا ، لا على الإطلاق إنه في الخلف هناك ، في الحمام |
| Arka tarafta yakaladığın o kundakçı vardı ya, uçakta ona yardım eden başka birisi daha var. | Open Subtitles | المخرّب كان في الخلف هناك شخص آخر في الحجرة لمساعدته |
| Arka tarafta iki oda daha var. Her şey toplanmış. | Open Subtitles | هناك غرفتان في الخلف هناك لقد جمع كل شيء |
| Hemen arkasında saygın müşterilere içki ikram etmek için içinde şişeler bulunan bir dolap. | Open Subtitles | في الخلف هناك خزانة فخمة تحتوي زجاجات لتقديم المشروب للمودعين الأغنياء |
| Hemen arkasında saygın müşterilere içki ikram etmek için... | Open Subtitles | في الخلف هناك خزانة فخمة تحتوي زجاجات |
| - Arkada mı? | Open Subtitles | هل هو في الخلف هناك ؟ |
| İki elinle dokundun. Orada düşürdün. | Open Subtitles | و في الخلف هناك و في الخلف هناك |
| Arka tarafta peynir gördüm sanki. | Open Subtitles | أعتقد أنني أرى بعض الجبن في الخلف هناك . |
| Arka tarafta şampanya görmüştüm. | Open Subtitles | أوه، رأيت بعض الشمبانيا في الخلف هناك |
| Kimsenin Arka tarafta olduğumdan haberi bile yoktu. | Open Subtitles | لم يعرف أحد حتى أنني في الخلف هناك. |
| Arka tarafta ne yapıyorsun? | Open Subtitles | ماذا تفعل في الخلف هناك ؟ |
| Arka tarafta üstünü değiştirebilirsin. | Open Subtitles | بإمكانك ان تغير في الخلف هناك |
| Tam Arka tarafta solda. | Open Subtitles | إنه في الخلف هناك على اليسار |
| Orada düşürdün. Ve orada ve orada. | Open Subtitles | و في الخلف هناك و في الخلف هناك |