Psişik stajyerliğimdeki biri bana biri bunu söyleseydi ve ertesi gün bana adamın spor salonundaki halini gösterseydi, şüphe duymazdım. | Open Subtitles | إذا أخبرني أحد من تدريبي النفسي أنه أصاب شخصًا وهناك صورة لهذا الشخص في النادي في الصباح التالي فلن أتساءل |
ertesi gün işte, yarayı saklamak için ameliyat maskesi takmak zorunda kaldı. | TED | في الصباح التالي كان عليه أن يرتدي قناع جراحة كي يخفيها. |
Ne zaman ertesi gün önemli bir konferansım olsa, ...karım o gece, tavan arasındaki farelerin sesini duyardı. | Open Subtitles | زوجتي اعتادت سماع صوت فئران في العلّية، عندما يكون لدي محاضرة مهمة في الصباح التالي. وكنت أصعد مسلحاً بمكنسة. |
ertesi sabah, o gitti ve ben buradayım, onu bekliyorum. | Open Subtitles | . لقد غادر في الصباح التالي . وأنا هنا بإنتظاره |
Ve en sonunda güneye giden yoldaydık. ertesi sabah moraller gayet iyiydi. | Open Subtitles | واخيراً ,اصبحنا على الطريق المؤدي للجنوب في الصباح التالي انطلقنا بمعنويات عالية |
Seni sevdiğimi söylediğimin ertesi günü beni e-postayla terk etmemişsin gibi. | Open Subtitles | و كأنك لم تهجرني قط من خلال رسالة إلكترونية في الصباح التالي لإفصاحي لك عن حبي |
Bir sonraki sabah başkaları tarafından kurtarıldık. | Open Subtitles | تم انقاذنا في الصباح التالي ماذا يجري؟ |
ertesi gün yine rol yapıyorlar, koşuşturuyorlar, tartışıyorlar artık kimse buna inanmıyor. | Open Subtitles | في الصباح التالي يواصلون الادّعاء والهرولة والجدال. ولكن لم يعد أحد يصدق ذلك |
Bu yüzden flütü parçalara ayırmış. Küçük çoban ertesi gün dağa indiğinde flütünün kırıldığını görmüş. İğrenç! | Open Subtitles | وعاد الراعي في الصباح التالي للجبال وشاهد المزمار محطماً ربما قال ذلك لكن |
ertesi gün uyandığımda, kıçım... yara oluyor. | Open Subtitles | أجد بأنّ مؤخرتي ستؤلمني قليلا عندما أستيقظ في الصباح التالي |
ertesi gün uyandığımızda her ikimizin aletlerinin kafasında yaralar oluşmuştu. | Open Subtitles | في الصباح التالي عندما أستيقظنا كلانا كان لديه طفح جلدي رهيب |
Sanırım, yapabileceğiniz tek şey, ertesi gün işe gelmek ve iyi adam olmanın kazanmasını ummak. | Open Subtitles | أعتقد أنّ كلّ ما يمكنك فعله هو العودة لعملك في الصباح التالي وتأمل أنّ كونك الرّجل الخيّر قد نفعك |
ertesi gün uyanırlar ve zile bakmaya giderler. | Open Subtitles | وعندما استيقظا في الصباح التالي نظرا إلى الجرس |
Hemen eve sürdüm ve ertesi gün gizlice arabayı tamir ettirdim, ve onun bir çakal ya da başka bir şey olduğunu umdum. | Open Subtitles | وقدت عائدة للمنزل وبسرية أصلحت السيارة في الصباح التالي وتمنيت أن يكون ماصدمته ذئبا أو شيئا من هذا القبيل |
Sonra ertesi gün işe gider ve dağıtılacak dağ gibi yeni bir yığın vardır. | Open Subtitles | و من ثم يذهب للعمل في الصباح التالي و هناك جبل أخر ليتعامل معه |
ertesi gün The Sun'ın manşeti manşet bile değildi. | Open Subtitles | العنوان الرئيسي في صحيفة ذا صن في الصباح التالي لم يكن حتى عنواناً. |
Bizi Midland'in kurtarıcıları olarak selamladılar, ertesi gün de başımıza ödül koydular. | Open Subtitles | رحبوا بنا كمنقذين للبلاد , و في الصباح التالي , أصبحنا مطلوبين كمجرمين. |
Fakat ertesi sabah hala birbirlerini orada görünce yeni bir bilgiye ulaşıyorlar. | TED | ولكن حينما يرون بعضهم بأنهم مازالو هناك في الصباح التالي كان كل منهم قد اكتسب معلومات جديدة |
Beni o uzun kollarına çekti, iyi geceler dileyerek sarıldı ve ertesi sabah onu uyandırmadan San Francisco'ya geri döndüm. | TED | شدني إلى قامته الطويلة وحضنني وغادرت في الصباح التالي دون أن أيقظه لأعود إلى سان فرانسيسكو |
ertesi sabah uyandım ve acayip kasvetli bir durumdaydım. Ve aklıma gelen tek şey Sir Ranulph Fiennes idi. | TED | واستيقظت في الصباح التالي و كنت في حالة اكتئاب. و كل ما كنت استطيع التفكير فيه هو السيد رانلف فينيز. |
Seni sevdigimi söyledigimin ertesi günü beni e-postayla terk etmemissin gibi. | Open Subtitles | و كأنك لم تهجرني قط من خلال رسالة إلكترونية في الصباح التالي لإفصاحي لك عن حبي |
Bir sonraki sabah çıkmış. | Open Subtitles | -لقد سجّل خروجه في الصباح التالي . |