"في الغابه" - Translation from Arabic to Turkish

    • ormanda
        
    • Ormandaki
        
    • ormana
        
    - Adamlarım, onu ormanda öldürmekte başarısız oldu. Open Subtitles علينا بالقضاء عليه رجالي فشلوا في القضاء عليه في الغابه
    Kontrolü kaybettik ve şimdi ormanda tesisi tehdit eder bir halde dolaşıyor. Open Subtitles لقد فقدنا السيطره به وهو الآن حر في الغابه وبهدد مراكزنا
    Öylece kızıp, gidip ormanda saklanamayız. Open Subtitles نحن لا نستطيع فقط ان نذهب ونختفي في الغابه وفي أي مكان لن ينجح الامر هذه المره
    3 Ocak günü öğleden sonra Ormandaki eski mevzilerimize döndük. Open Subtitles في نهاية ما بعد ظهيرة اليوم الثالث من يناير عدنا الي مواقعنا القديمه في الغابه
    Birileri vurup öldürdükten sonra ormana gömdü. Open Subtitles حدثت قصةً فضيعه شخصٌ ما ضربها حتى الموت ثم دفنها في الغابه
    2000 Amerikan fidanı o ormanda yok oldu. Open Subtitles لدينا 2000 شجرة أمريكية تسقط في الغابه هناك
    O ormanda. Yanında kimse yok. Open Subtitles انها في الغابه ، و لا يوجد أحداً يخرجها من هناك
    ormanda, gözcü teröristlerin peşindeydim. Open Subtitles لقد كنت في الغابه اقوم بتصفية الارهابيين الذين يقومون بالمراقبه
    Ya siz kulübeleri ararken kızı ormanda sakladıysa? Open Subtitles ماذا إن خبأها في الغابه بينما أنتِ تفتشين الأكواخ؟
    Michael umurumda olmadığı için ormanda silah seslerine doğru koşuyordum. Open Subtitles نعم, هذا صحيح يا جاك لقد قمت بالجري في الغابه خلف اصوات اطلاق الرصاص لأني لست مهتم بمايكل اليس كذلك؟
    ormanda kafasını dinleyeceği bir yer inşa etmek istediğini söylerdi bana hep. Open Subtitles أخبرني دائماً بأنه أراد أن يبني لنا ملآذً في الغابه
    ormanda bulunan bitkilerin çoğunu belli bir amaçla kullanmak için toplarlar. Open Subtitles ويعرفون استعمالات اغلب النباتات الموجوده في الغابه
    "...ormanda yer alan sığ bir mezarda... Open Subtitles حصل عليهم في قبر في الغابه لا يقل عن 50 يارد
    ormanda sadece geceleri ortaya çıkan bir şeyler vardı. Open Subtitles كان هناك أشياء في الغابه لا تخرج إلا في الليل فقط
    İki ay ormanda kalınca çakmağa bu oluyor. Open Subtitles شهرين في الغابه أحاول أن أبقى حيّاً هذا هو الأمر
    ormanda kilosunu 13,000 avrodan alıyor ve İsviçre'de 20 binden satıyor. Open Subtitles لذلك فإن الشراء بـ 13 ألف يورو في الغابه يباع بـ 20 ألف يورو في سويسرا
    Sen doğruları yapan bir adam olduğuna göre kız, o da bizimle gelecek çünkü Tanrı korusun ormanda bizi atlatacak olursan ölümü senin yüzünden olacak. Open Subtitles لأني أراك تتصرف بشهامه فإن الفتاه ستأتي معنا لأنك و حاشا لله لو حاولت خداعنا في الغابه فستتسبب في مقتلها هل فهمت؟
    3 Ocakta, Öğleden sonra Ormandaki eski yerlerimize geri döndük. Open Subtitles في نهاية ما بعد ظهيرة اليوم الثالث من يناير عدنا الي مواقعنا القديمه في الغابه
    Şu Ormandaki plastik torba sahnesi seni çok kötü yaparsa, beni ara. Open Subtitles مشهد الكيس البلاستيكي في الغابه ان كان هذا يزعجك, اتصل بي
    Ormandaki 3 ölü bunu haksız çıkarabilir. Open Subtitles ثلاث رجال موتى في الغابه ربما يعارض هذا رأيك
    Umarım bu beni parçalara ayırıp ormana gömdüğün bölüm değildir. Open Subtitles اتمني الا تكون هذه المرحله التي تقوم فيها بتقطيعي اربا اربا و تدفنّي في الغابه.
    Bu çocukları gecenin bir yarısı ayakkabısız bir şekilde ormana doğru takip edeceksin. Open Subtitles ستطاردين اولئك الفتيه في منتصف الليل وسيكون عليكِ المشي حافية في الغابه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more