"في الفضاء" - Translation from Arabic to Turkish

    • uzayda
        
    • uzaya
        
    • uzaydaki
        
    • uzay
        
    • alanda
        
    • boşlukta
        
    • Uzayın
        
    • Uzaydayız
        
    • edileceğim
        
    Tamamen sanal gerçekliğe girelim ve herkes siber uzayda buluşsun. TED سنستعمل كلنا تقنية الواقع الافتراضي، ونلتقى جميعا في الفضاء الإلكتروني.
    Daha önce de söylediğim gibi kafayı yemiş, diğerlerini öldürüp, uzayda yürüyüşe çıkmış. Open Subtitles كما قلت من قبل قام بحركات مجنونة قتل الباقي ثم تمشى في الفضاء
    O zaman uzayda duraklamış olan zamanınız daha çabuk geçer. Open Subtitles وبعد ذالك وقتك موقوف في الفضاء وسوف يمر بسرعه هائله
    Bu bize insanoğlunun 50 yıl evvel ulaşmış olduğu uzaya insanlığı taşıma konusunda daha fazla bir genişleme vermeyecek. TED وسوف لن يترك لنا أي زيادة في التوسع العام للبشر في الفضاء اكثر مما كنا عليه قبل 50 عاما.
    Apollo 13'de sıradışı 7 gün uzaydaki en son günlerimdi. Open Subtitles كانت تلك الأيام السبعة الغير عادية آخر أيامي في الفضاء
    Bu görevi yaparken uzay boşluğundaki geleceğimiz hakkında daha da derin düşünmeye başladım. TED إذًا بفعل ذلك، بدأت فعلًا بالتفكير بشكل أعمق بشأن مستقبلنا في الفضاء الخارجي.
    Asgard ışını uzayda yayabilmek için bir uydular sistemi geliştirdi. Open Subtitles اسجارد طوّرا نظام الأقمار الصناعية التي تنشر اشعاعه في الفضاء
    İşte uzayda dönüp duran gezenlerden birinin zemininde öylece sırt üstü uzandık. Open Subtitles هانحن ذا، مستلقين في هذا الكوكب الكروي العتيق، الذي يدور في الفضاء.
    Bu gemide bir katil var ve derin uzayda tıkıldık kaldık. Open Subtitles لدينا قاتل على متن هذه السفينة ونحن محبوسون في الفضاء المميت
    Fakat insanlık için asıl sorun uzayda daha büyük kaya parçalarının olması. Open Subtitles لكن مشكلة البشرية هي أنه هناك في الفضاء هناك دوما صخرة أكبر
    Böylece geri döndüğüm zaman gerçekten uzayda bulunmuş bir yıldızın olacak. Aman Tanrım! Open Subtitles بهذه الطريقة ، حين أعود ، سيكون لديكِ نجمة كان في الفضاء حقاً
    Ve bu da arka tarafından girdiğim resim çünkü uzayda çığlığını kimsecikler duymaz. Open Subtitles وهذا أنا أحتضنك من الخلف لأنه في الفضاء لن يستطيع أحد سماع صراخك
    Neden bu görkemli Rönesans adamı diğer tüm büyücüler uzayda gebermişken geri döndü? Open Subtitles حسناً ,لماذا لا يرجع رجل النهضه الجديده الى الوطن,يموت,في الفضاء مع بقية قومه؟
    Günün birinde, uzayda mükemmel olan şeyler buluruz, değil mi? Open Subtitles في أحد الأيام سنجد شيء في الفضاء مذهل للغاية، صحيح؟
    Hawking ve Gary Gibbons tarafından yapılan hesaplamalar şunu gösterdi, eğer boş uzayda karanlık enerji varsa, tüm evren ışınım salıyor. TED حسابات مماثلة من هوكنج و جاري جيبونز أظهرت ، أنه لو كان لديك طاقة مظلمة في الفضاء الفارغ، فإن الكون كله يشع.
    uzayda çalışmanın özelde üç saç ayağı vardır. TED وهناك ثلاثة أسس العمل في الفضاء من القطاع الخاص.
    En eski uzay mekiği, 70'lerde, gözünü uzaya dikmiş bilim adamları tarafından yapıldı. Open Subtitles مركبة الديناصور الفضائية بنيت في السبعينات من قبل علماء كانت اهتمامتهم في الفضاء
    - Sakin ol. ...anladığım kadarıyla uzaya yolladığınız mesaj ile buraya geldiler. Open Subtitles ما أفهمه هو أنهم وصلوا هنا بعد أن أرسلتم رسالة في الفضاء
    Bak, uzaydaki ivmemizi ve göreceli pozisyonumuzu bir gerçeklikten diğerine koruyoruz. Open Subtitles نحمل معنا قوتنا الدافعة وموقعنا النسبي في الفضاء من واقع لآخر.
    Geçen herkes bir tebeşir alıp yaşamlarını yansıtabilir ve kişisel isteklerini ortak bir alanda paylaşabilirdi. TED حيث يمكن لأي شخص يمشي التقاط قطعة من الطباشير، أن يعكس حياته، ويشارك طموحاته الشخصية في الفضاء العام.
    Üzerinde bu yansıtıcı aygıtın bulunduğu nesneleri boşlukta tespit etmek için kullanılır. TED يتم استخدامه لتحديد موقع أجسام في الفضاء تتوفر على علامات عاكسة عليها.
    Uzayın derinliklerine ne kadar baktıkça zamanda o kadar geriyi görüyoruz. Open Subtitles وكلما تعمق بحثنا في الفضاء فإننا سنعود في الى الماضي اكثر
    Ahbap, biz Uzaydayız. Farketmez. Open Subtitles دود , نحن الان في الفضاء هذا لم يعد يهم الان
    İnfaz edileceğim sanmıştım. Open Subtitles .ظننت أني سأطفو في الفضاء

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more