Şimdi, duvarlardan bahsetmişken, sizinle Kahire'deki bir duvarın hikayesini paylaşmak istiyorum. | TED | الآن، وبالحديث عن الجدران, أريد أن أشارككم قصة جدار في القاهرة. |
Bariyer duvarlara hayır. 5 Şubat gününde, Kahire'ye beton yol barikatları kuruldu, Savunma Bakanlığı'nı protestoculardan korumak için. | TED | لا لجدران العزل. في ال5 من فبراير، تم تثبيت حواجز طرقية اسمنتية في القاهرة لحماية وزارة الداخلية من المتظاهرين. |
Neruda'nın bir kağıt parçasına yaptığı çizimleri buldum, Tahrir'de bir sahra hastanesinde ve Kahire'deki Mamluk anıtmezarından bir 'hayır' almaya karar verdim. | TED | وجدت عملا لنيرودا مخربشا على قطعة ورق في مستشفى ميداني في ميدان التحرير, وقررت أن آخذ لاء من الضريح المملوكي في القاهرة. |
Bazılarınız onu tanıyor. Kahire'deki Tahrir Meydanının arkasındaki Facebook gruplarından birini kurdu. | TED | بعض منكم يعرفه. أسس واحدة من مجموعات الفيسبوك وراء النشاط في ميدان التحرير في القاهرة. |
Şuna inanıyorum ki Londra'da bir camiyle Kahire'de bir kilise aynısını yapabilir. | TED | أو كما أعتقد بالتأكيد، يمكننا التوفيق بين مسجد في لندن وأفقر كنيسة في القاهرة. |
Karın göğsünde mavi bir yıldız dövmesi ile Kahire'de. | Open Subtitles | زوجتك في القاهرة بوشم نجمة صغيرة على ثديها. |
Ve şimdi de Kahire'ye ajan gönderip haritalarımızı kullanıyorlar. | Open Subtitles | والآن يضعون جواسيسهم في القاهرة بإستخدام خرائطنا |
Oğlun Amir, 2003'te Kahire'deki Mahfuz Pazarına yapılan bombalamada öldürüldü. | Open Subtitles | ابنك امير قتل في عام 2003 في تفجير بازار محفوظ في القاهرة |
Kahire'de Fransız Elçiği'nin yakınında bir araba'nın içinde kendisini havaya uçurdu. | Open Subtitles | فجر نفسه في سيارة " قرب السفارة الفرنسية في " القاهرة |
Kahire'de yaşamaya başlayacağım ilk günümde ne yapardım düşünmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | احاول ان أتخيل ماذا سأفعل في اول يوم لي هنا لو عشت في القاهرة |
Yine de Kahire'de doktorların seni zevkle muayene edecekleri uzman bir yer biliyorum. | Open Subtitles | أنا أعرف معهد متخصص في القاهرة حيث سيسر الأطباء بفحصك |
Bunu doğrulamak için Kahire'deki elçilikle bağlantı kurdum ama geri dönmediler. | Open Subtitles | إتصلت بالسفارة في "القاهرة" للتأكد، لكني لم أحصل على أي رد. |
Sadece ben, Rudy, Neal ve Neal'ın Kahire'de bulduğu çocuk anlar. | Open Subtitles | فقط أنا ورودي ونيل والشاب الذي وجده نيل في القاهرة. |
Kahire'de yerel bir güvenlik görevlimiz var, ben onunla başlarım. | Open Subtitles | لدينا مُخبر محلي في القاهرة. سابدء اتصالاتي معهم. |
Şirket avukatları Kahire'deki güvenlik ile çalışmamıza izin vermiyor. - Niye ki? | Open Subtitles | الشئون القانونية تمنعنا من العمل مع الأمن في القاهرة. |
Alnındaki kanama bir türlü durmadı ama doktora gitmeyi reddetti çünkü Kahire'de haber yapmaya çalışan başka bir adamım dayak yedi. | Open Subtitles | جبينه لم يتوقف عن النزيف, ولكنه لم يذهب لزيارة الطبيب لأنه لدي رجلٌ آخر تعرض لضربٍ مبرح في القاهرة. |
Toplantı Tel Aviv'deyse-, ve diyorum ki, daha demin Kahire'deydik-- | Open Subtitles | إذا كان الاجتماع في تل أبيب وأنا أقول أننا كنا فقط في القاهرة |
Kahire'de, protestocular ABD elçiliğinin duvarlarını aştılar. | Open Subtitles | بينما في القاهرة, اقتحم المتظاهرة جدران السفارة الامريكية |
Birkaç yıl önce, bazı iş arkadaşlarım Kahire'deki gizli bir kahvehanede Kurye ile bir araya geldiler. | Open Subtitles | قبل بضع سنوات، بعض المساعدين لي واجهوا الساعي في عرين الأفيون في القاهرة قتل اثنين منهم |
Kahire'deki Amerikan Elçiliği'nin önünde yaklaşık 1500 gösterici toplandı. | Open Subtitles | اكثر من 1500 شخص تجمعوا خارج السفارة الأمريكية في القاهرة |