Haddini aştın ve ben de yakında kapı dışarı edilmeni sağlayacağım. | Open Subtitles | لقد تعديت حدودك، والآن تدبرت الأمر لكي ترحل في القريب العاجل |
Uzun sürdü ama onu da yakında halletmenin yolunu bulacağız. | Open Subtitles | استغرف برهة من الزمن لكن سنحل الأمر في القريب العاجل |
Aksi taktirde çok yakında, çok uzak bir akrabam olursun. | Open Subtitles | هذا وإلاّ ستكون من الأقارب المبعدين جداً في القريب العاجل |
Bu yüzden harekete geçmezsek, bugün bir şeyler yapmazsak, çok Yakın bir zamanda, bazılarının tabiriyle zaman ayarlı tedavi bombasıyla yüzleşeceğiz. | TED | لذلك ما لم نتصرف ، ما لم نفعل شيئا اليوم فسنواجه في القريب العاجل ما أسماه البعض قنبلة الزمن بالنسبة للعلاج. |
Umarım en yakın zamanda iyileşir de, yeniden ziyaretine gelebilirim. | Open Subtitles | أتمنى أن تصبح بخير وتدعنا نتزاور مجددا في القريب العاجل |
Ama ona en kısa zamanda söylemelisin. Eğer bir sebeple öğrenirse hiç de hoş şeyler olmaz. | Open Subtitles | عليك أن تخبريها في القريب العاجل, أعني لو إكتشفت أمركم بطريقة ما, فلن يكون الأمر هيّناً. |
Bence çok yakında,kendi yağlarından üretilmiş kök hücrelerle tedavi olan hastalar göreceğiz. | TED | وأعتقد أنه في القريب سوف ترى المرضى يعالجون بواسطة خلاياهم الجذعية المستخرجة من الدهون أو المستخرجة من الحيوانات |
Çok yakında daha fazlasını bilme şansımız olsa da yaşanılabilir olduğunu bildiğimiz tek gezegen bu. | TED | هذا هو الكوكب الوحيد الذي نعرف أنه صالح للحياة، بالرغم من أنه في القريب العاجل ربما سنعرف المزيد. |
İnanıyorum çok yakında, yalnızca daha iyi sinema filmleri değil, orijinal bir Nijerya filmine de sahip olacağız. | TED | أعتقد, أنه في القريب العاجل سيكون لدينا أفلام أفضل, سيكون لدينا ذلك الفلم النيجيري الأصيل. |
İyi, yakında dinlenmeye vaktin olacak. | Open Subtitles | حسناً , في القريب ستكون قادراً على أن تنال القليل من الراحة |
Ön hazırlıklar tamam. yakında bir tarih belirleriz. | Open Subtitles | كل الأولويات لذلك جاهزة سنحدد موعداً في القريب العاجل. |
Buradaki hastaneyi bilmiyorlar bile, yakında bombalarlar. | Open Subtitles | هذا المشفى غير مُعلم وسيُقصف في القريب العاجل |
- yakında çorbasını alacak. | Open Subtitles | في القريب العاجل، ذلك الرجل سيُحضِر حساءه |
Hallederim ama yakında başınızın çaresine bakacaksınız. | Open Subtitles | حاضر سيدي سوف أقوم بذلك. سأجهزها، في القريب العاجل، وستكون على ضمانتك. |
Bu kahrolası sis yakında kalkmayacağına göre hava desteğini de unutabilirsiniz. Sizin 1. | Open Subtitles | الضباب لن ينقشع في القريب و لذلك تنتظر الغطاء الجوي |
Çok yakında, daha fazlasını yapacaksın ve bana öyle geliyor ki, onda da çok başarılı olacaksın. | Open Subtitles | في القريب سيكون لك الكثير لتفعليه واشعر ايضا انك ستكون جيدة في هذا ايضا |
yakında başına gelecekleri tahmin etmek zor değil. | Open Subtitles | و لهذا, فقد نستطيع تصور ما قد يحدث لها في القريب العاجل. |
Henüz burada bir Itjtawy yoktu, fakat Yakın bir gelecekte bu bölgeye dönüp haritasını oluşturacağız. | TED | لم تكن إيتجتاوي هنا بعد، ولكننا سنعود إلى الموقع لرسم خريطته في القريب العاجل. |
Yaşıyor ama Yakın bir zamanda bizimle konuşabilecek gibi görünmüyor. | Open Subtitles | حسناً، أنه على قيد الحياة و لكنه لن يتحدث معنا في القريب |
Bu yüzden Yakın bir zamanda benimle işin biteceğini hiç sanmıyorum. | Open Subtitles | لذا لا اعتقد أنك ستنتهي مني في القريب العاجل |
Seni temin ederim hak ettiğini en yakın zamanda bulacaksın. | Open Subtitles | سوف تنال ما تستحقه في القريب العاجل أؤكد لك ذلك |
Ve umarım yakın zamanda, tüm dünya vatandaşları aynı haklara sahip olurlar. | TED | ونأمل في القريب العاجل، أن تصبح هذه القوانين عالميةً. |
Problemi çözüyoruz ve en kısa sürede yolumuza devam edeceğiz. | Open Subtitles | سـيتم العمل علي حـلها, وسـنُكمل طريقنا في القريب العاجل. |