"في الكذب" - Translation from Arabic to Turkish

    • bir yalancı
        
    • bir yalancısın
        
    • yalan söyleme
        
    • bir yalancıyım
        
    • Yalan söylemede
        
    • yalan konusunda
        
    • yalan söylemek için
        
    • yalan söylemenin
        
    • yalan söyleyerek
        
    • yalan söylemekte
        
    • söyleme konusunda
        
    - Asla iyi bir yalancı olmadım. - Heteroseksüel görünüyorsun, Bruce. Open Subtitles لم أكن بارعاً في الكذب أبداً
    - Hayır, iyi bir yalancı değilim. Open Subtitles لا، لستُ جيّداً في الكذب
    Sen ayıkken kötü bir yalancısın. Sarhoşken çok daha kötü bir yalancısın. Open Subtitles حسنٌ، أنتِ كاذبة فاشلة في إتّقاظكِ، وأكثر فشلاً في الكذب وأنتِ ثملة.
    Yalancı olmakla kalmadın aynı zamanda kötü bir yalancısın. Open Subtitles أنت لست فقط بكاذب بل إنك حتي لست جيد في الكذب
    Ama karar vermelisin. Çünkü bir casusa göre yalan söyleme konusunda hiç iyi değilsin. Open Subtitles ولكن يجب أن تُقرّر، لأنّ بصفتك جاسوساً، فأنت لست بارعاً في الكذب.
    - Hayır, beceremiyorum. Çok kötü bir yalancıyım. Oh. Open Subtitles كلاً، أعني أنني لا أستطيع فأنا فاشل في الكذب
    Ayrıca, bizi bir arada tuttuğu sürece Yalan söylemede bir sakınca görmüyorum. Open Subtitles بعد هذا، لا أرى ضرراً في الكذب طالما سيُبقينا مع بعضنا
    "Joey, sen yalan konusunda berbatsın. " dedi. Ne yapacağım ben? Open Subtitles وقال: "جوي، كنت نتن في الكذب." ما أنا سأفعل؟
    yalan söylemek için doğuştan yeteneğin var ama altından kalkmak için yeterli zekaya sahip değilsin. Open Subtitles لديكِ موهبة فطريّة في الكذب لكن ليس ما يكفي من الذكاء لإدراك الأمر
    Wilson seni benden on kez fazla görüyor ve benden daha iyi bir yalancı. Open Subtitles لكنّ (ويلسون) يراك عشر أضعاف الوقت الذي اراك فيه كما أنّه أفضل في الكذب
    O herif iyi bir yalancı. Open Subtitles ذلك الرجل جيّد جدّاً في الكذب
    Sadece iyi bir yalancı olduğunu. Open Subtitles فقط, انه بارع في الكذب
    Daha iyi bir yalancı oluyorsun. Open Subtitles أصبحت أفضل بكثير في الكذب.
    Bal gibi de hatırlıyorsun, berbat bir yalancısın. Open Subtitles انت تتذكر جيداً، وتخترع الاكاذيب ولكنك فاشل في الكذب
    Çok da kötü bir yalancısın. Open Subtitles وانت سيئة في الكذب ايضا
    Çok, çok, çok kötü bir yalancısın. Open Subtitles انك سئ سيئ سئ جدا في الكذب.
    Konu nükleer fizik olduğunda tam bir dahi olabilirsin ama yalan söyleme konusunda hiç iyi değilsin dostum. Open Subtitles ربما تكون عبقريًا في الفيزياء النووية، لكنك فاشل في الكذب يا صاح.
    Sırf ben çok kötü bir yalancıyım diye acı çekmesini istemiyorum. Open Subtitles لا أريدها أن تعاني لأنني سيئة في الكذب أسوء ما رأيت في حياتي-
    Yalan söylemede iyi değilim. Open Subtitles أنا لست جيداً في الكذب, حسناً؟
    -Tatlım, sen yalan konusunda berbatsın. Open Subtitles - العسل، وكنت نتن في الكذب.
    Bana yalan söylemek için Japon tarzının bu olduğu söylendi, efendim. Open Subtitles أخبروني بأنها طريقة اليابانيين في الكذب
    İnsanlar değişmez, sadece yalan söylemenin yeni bir yolunu bulur. Open Subtitles ، الناس لا يتغيرون إنما يغيرون طريقتهم في الكذب
    Yakalamak için, onu kendi oyununda yenmeniz gerekir, ...ondan daha iyi yalan söyleyerek. Open Subtitles وللتمكن منه يجب أن تهزمه في ملعبه وأن تكون أمهر منه في الكذب
    Pazarlamacı biri olarak, yalan söylemekte pek de iyi değilsin. Open Subtitles بالنسبة لشخصٍ من مجال التسويق فأنتَ لست جيداً في الكذب

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more