Bilirsiniz, sirkin sahne arkasında, Amerika'nın her yerinde olduğu gibi gruplaşma olur. | Open Subtitles | في الكواليس السيرك مثل أي مكان آخر في أمريكا منقسم من المنتصف |
Seni sahne arkasında değil önünde, yönetici olarak istiyorum. | Open Subtitles | لا أريدك في الكواليس أريدك أمامي في تنظيم الأمور. |
Cesedin yanında bir çanta yoktu. sahne arkasında hiçbir yerde de yoktu! | Open Subtitles | ليس هناك حقيبة قرب الجثة أو مكان آخر في الكواليس |
kuliste olmak, akrobatlar, aktörler, sihirbazlarla çevrili olmak insanı zehirleyen bir şeydi. | Open Subtitles | أن أكون في الكواليس محاطاً بالمهرجين، الممثلين و السحرة كان أمراً مؤلماً |
kuliste 18 dakikam olduğu söylendi. | TED | تم اخباري في الكواليس بأن لدي 18 دقيقة. |
Ben de sahne kenarında yıkılmış bir şekilde onu izledim. | Open Subtitles | كان عليّ أن أقف في الكواليس وأشاهد وأتدمر واو |
L.A. Sports Center'da insan kaynakları müdürüyüm, yani sahne arkasına gitmek çok kolaydı. | Open Subtitles | انا مديرة شئون الموظفين بمركز لوس انجلوس الرياضي لذلك كان من السهل أن أحصل على تصريح بالتجول في الكواليس |
Buck, şu anda sahne arkasında uzun zamandır görmediğin bir arkadaşın var. | Open Subtitles | باك , لدي صديق لك ينتظر في الكواليس لم تره لفترة طويلة من الوقت |
Bu sırada sahne arkasında, Neil, işten beklediklerini sonunda alabiliyordu. | Open Subtitles | في هذه الأثناء, في الكواليس, كان نيل أخيرا يشعر ببعض الرضا الوظيفي |
Hadi ama, Miss Firework sahne arkasında nasıl bakarsın. | Open Subtitles | هياا . و سنراها في الكواليس انها ملكة الألعاب النارية |
Senin gibi güzel bir kız sahne arkasında çalışmamalı. | Open Subtitles | يجب ألا تعمل فتاة جميلة مثلك في الكواليس. |
18 aylık İntifada boyunca sahne arkasında sözü geçenler, kadınlardı. Hayatın bütün kesimlerinden Filistinli kadınlar, yüz binlerce insanı harekete geçirdiler, ortak bir çabayla bu işgale rıza göstermediler. | TED | خلال الأشهر 18 للانتفاضة، كانت النساء هن من يحركن المشاهد في الكواليس. كانت النساء الفلسطينيات من كل مناحي الحياة مسؤولات عن تعبئة مئات الآلاف من الناس في جهد جهيد لاقتلاع اتفاق من الإحتلال. |
Onlara sahne arkasında yapacak bir şeyler buluruz. | Open Subtitles | سنجد لهما شيئاً ليفعلاه في الكواليس |
Oğlu Tal ile sahne arkasında tanıştım ve ona "She's So High" şarkısından sonra bir şey gelecek mi diye sordum. | Open Subtitles | بل وقابلت ابنه "تال" في الكواليس وسألته إن كان سيقدم جزءاً آخر "من أغنية "إنها منتشية |
sahne arkasında numara yapıyordun. | Open Subtitles | رأيتك في الكواليس تقوم ببعض الحيل. |
Buralarda mı? sahne arkasında mı gerçekten? | Open Subtitles | هنا في الكواليس حقاً؟ |
Ama bugün tehlikeli bir gün çünkü... yetişkin yarışmacıları az önce... kuliste gördüm ve... çocukları epeyce terletecek gibiler. | Open Subtitles | لكن اليوم هو يوم خطير لأنني قابلت المنافسون الراشدين في الكواليس و لن أخفي عليكم |
Ama bugün tehlikeli bir gün çünkü... yetişkin yarışmacıları az önce... kuliste gördüm ve... çocukları epeyce terletecek gibiler. | Open Subtitles | لكن اليوم هو يوم خطير لأنني قابلت المنافسون الراشدين في الكواليس و لن أخفي عليكم |
Az önce kuliste nasıl bağırdığını hepimiz duyduk. | Open Subtitles | حسناً، لقد سمعناكِ كلنا للتو تصرخين كعاصفة في الكواليس |
Hem de sahne dışında... | Open Subtitles | في الكواليس. |
Ben oyuncu olarak başladım ve Debbie de öyle yaptı ve neticede sahne arkasına geçtim ve Debbie de benzer bir yol izledi. | Open Subtitles | لقد بدأت كمقدم برامج وكذلك "ديبي ومن ثم انتقلت للعمل في الكواليس و"ديبي" سارت على نفس الدرب |
sahne arkasına bayılırım. | Open Subtitles | أحب التواجد في الكواليس. |