Çantada üstünü değiştirebilmen için kıyafetler, yolun sonundaki yat limanında da seni bekleyen bir tekne var. | Open Subtitles | حسنٌ هناك تغيير ملابس في الكيس وقارب ينتظرك على رصيف نهاية الطريق |
Çantada bir silah buldum ve bir anda elimdeydi sonra korktum. | Open Subtitles | لقد وجدت سلاح في الكيس ،ثم اصبح في يدي، وبعدها |
İçinde boğulduğu plastik Torbada o bileşimden daha fazla varmış. | Open Subtitles | كان هناك المزيد من المادة في الكيس البلاستيكي الذي خنقها |
Torbada ve içindekilerde parmak izi arayarak başlayabilirsin. | Open Subtitles | ربما عليك اولاً البحث في الكيس فهو يحتوي على بصمات اصابع. |
Çuvaldaki tavuk şimdi iyi görünmeye başladı bence, Cicero. | Open Subtitles | ساكون معك ع الحال عزيزتي اعتقد ان تلك الدجاجة في الكيس |
Cheetos yiyordum, bir tanesini kaçırdım ve çenemden sekerek önce omuzuma çarptı sonra da kolumdan aşağıya yuvarlanarak, tekrar poşetin içine düştü. | Open Subtitles | كنت أتناول رقائق الـ تشيتو ووقعت واحدة من فمي فارتدت عن ذقني ثم الى كتفي ثم تدحرجت على طول ذراعي لتسقط في الكيس مجدداً |
Torbanın içinde kayan fasulyeler yörüngeyi bozuyor. | Open Subtitles | الفصولياء المعبئة في الكيس .هي من غيرت مسار الرمية |
- Çantada ne var? - Öksürük şurubu. | Open Subtitles | مالذي في الكيس أيها المتحاذق ؟ |
Bu yarışma Çantada keklik. | Open Subtitles | انتظر. لدي ربح المسابقة في الكيس. |
- Çantada kurabiye de olacaktı. | Open Subtitles | هنالك بعض البسكويت في الكيس أيضاً |
Onlar Çantada kalıyor. | Open Subtitles | سيظلوا في الكيس. |
Pekala. Çantada neden zehirli yılanlar vardı? | Open Subtitles | -حسناً لماذا تضع هذه الأفاعي في الكيس ؟ |
Şimdi çocuk Çantada. | Open Subtitles | الآن الطفل في الكيس |
Al. Nasıl sevdiğini bilmiyordum ama Torbada kremayla şeker var. | Open Subtitles | لا أعرف كيف تفضّل قهوتك لكن ثمة سكر و قشدة في الكيس |
Torbada kalmasına çalış, Iütfen. | Open Subtitles | حاول أن تفعلها في الكيس ,من فضلك |
Şimdi, Frankie'nin işi kapmasının Torbada keklik olduğundan emin misin? | Open Subtitles | هل أنت واثق أنه يمتلكها في الكيس ؟ |
Tamam CIeveIand,poşetin içine nefes al. Bu seni sakinleştirecek. | Open Subtitles | حسناً ، (كليفلاند) ، تنفس في الكيس سوف يجعلك تهدأ |
Torbanın içinde sinirden deliye döndü. | Open Subtitles | لقد وضعت نفسها في الكيس , كما قلت لك |
Ayakkabılarını çıkar ve poşete koy, sonra bağla ve tekrar bagaja bırak. | Open Subtitles | اخلع أحذيتك وضعها في الكيس ثمّ أغلقه وأعده ثانية في الصندوق |
Ne silah, ne de o poşetteki herneyse... | Open Subtitles | لا المسدس ولا أي كان الذي في الكيس |