"في المخيم" - Translation from Arabic to Turkish

    • Kamptaki
        
    • Kamptayken
        
    • Kampta bir
        
    • Kampın
        
    • kampında
        
    • kamptaydı
        
    Kamptaki çocuklarla arkadaş oldum ve onların kültürlerine özgü bazı şeyleri benimsedim, hatta Müslüman olarak yetiştirilmeme rağmen Noel gibi bayramları kutladım. TED كونت صداقات مع الأطفال في المخيم بدأت في مجاراة بعض معتقداتهم الاحتفال بعطلات كعيد الميلاد رغم أنني مسلمة.
    Sonra kamp yönetimine Kamptaki 330.000 insandan kaçının kampta doğduğunu sorduğumda, bana şu cevabı verdiler: 100.000. TED وبعدها حين سألت إدارة المخيم كم شخصا من بين 330000 شخص في المخيم ولدوا هناك، أعطوني الجواب: 100000.
    En son Kamptayken biri bana bir şey çizmişti. Open Subtitles المرة الماضية التي كتب لي أحد على يدي كانت في المخيم
    Kamptayken bir şey demedim ama gördüğüm her şeyi hatırlıyorum. Open Subtitles لم أقل أيّ شيئ في المخيم ولكنني أتذكر كل شيئ شاهدته
    Sadece açgözlülükten. Kampta bir otel eksilse oda sayısı azalırdı. Open Subtitles جشع بسيط ينقص فندق في المخيم يحدث نقص في الغرف
    Chewbacca'yla Kocaayak Kampın dibinde çiftleşiyor olsa yine uyanmaz o. Open Subtitles إذا تشوباكا ذو القدم الكبيرة كان في المخيم سيكون لا يزال نائما
    Birbirinden habersiz büyümüş iki kızın yaz kampında karşılaşıp şok olmalarını anlatıyordu. Open Subtitles حول فتاتين نشأوا على حدة ثم يجتمعون في المخيم الصيفي ويفقدان صوابهما
    Kamptaki tek erkek sen misin? Open Subtitles هل أنت الفتى الوحيد الذي يعيش في المخيم ؟
    Ama benim dışımda Kamptaki herkes yapabiliyor. Open Subtitles الجميع في المخيم يستطيع أن يفعلها إلا أنا
    Buraya yeni gelenler, Kamptaki hayatın sadece çalışmak olmadığını fark ettikleri için mutlular. Open Subtitles الوافدون الجدد هنا سعيدون ليكتشفوا أن الحياة في المخيم ليست عملاً فحسب
    Yeni gelenler, Kamptaki yaşamın sadece işten ibaret olmadığını görmekten memnunlar. Open Subtitles الوافدون الجدد هنا سعيدون ليكتشفوا أن الحياة في المخيم ليست عملاً فحسب
    Kamptaki bazı kişiler ölümü özgürlük olarak kabul ederlerdi. Open Subtitles في المخيم ، لقد رأى البعض . الموت وكأنه الحرية
    Kamptaki ilk sabahında üniformanı yıkarken cebinde bunu bulmuştum. Open Subtitles في أول يوم لك في المخيم عندما قمتُ بغسيل زِيك وجدتُ هذه في جيبك
    Kamptayken okuduğum mektuplarda annemin kocasının nasıl duygusal olarak uygun olmadığı yazardı. Open Subtitles كنت أقراء رسالة في المخيم عن كيف لزوج أمي لم يكن متاح عاطفياً!
    O Kamptayken ne kokusu almıştın? - Ne? Hatırlamıyorum... Open Subtitles لا , لا , مالذي شممت رائحته في المخيم ؟
    Kamptayken bu kadar sarhoşken ve hâlâ her şeyi hatırlıyorsan sarhoş unutkanlığı için içtiğini düşünmeye başlayacağım. Open Subtitles اذا انك شربت الكثير في المخيم ولا تزال تتذكر كل شيء, اتساءل كم كان يجب عليك ان تشرب حتى تعاني من فقدان ذاكرة بسبب الكحول.
    Doğum belgesi, bebekken çekilen birkaç fotoğrafı Kamptayken yaptığı haşhaş piposu var bende. Open Subtitles II قد حصلت له شهادة الولادة، عدد قليل من الصور الطفل، الأنابيب تجزئة القليل أدلى بها في المخيم.
    Kampta bir casus var ortalık nasıl iyi olsun? Open Subtitles هناك جاسوس في المخيم كيف ستكون الأمور بخير؟
    Geçen pazartesi, Kampta bir tartışma yaşadık. Open Subtitles الاثنين الماضي، أقمنا حفلة ليلية في المخيم
    Çocukları Kampın ayrı bir yerinde tuttuklarını söylemiştin. Open Subtitles إذن , أنت قلت إنهم يحتفظون بالأطفال في أقسام منفصلة في المخيم ؟
    Ona, yaz kampında çocukların bana hissettirdiğini hissettirdiğimin farkında değildim. TED لم أدرك أنني جعلتها تشعر بما جعلني أشعر به الأطفال في المخيم الصيفي
    Çocukken kamptaydı, değil mi? Open Subtitles لقد كانت في المخيم ، حين كانت بصحبة ابنتها أليس كذلك؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more