"في الواقع فإن" - Translation from Arabic to Turkish

    • aslında
        
    aslında, hem erkeklerin hem kadınların vücudunda östrojen ve testesteron bulunur sadece farklı miktarlarda. TED في الواقع فإن الرجال والنساء لديهم هرموني الإستروجين والتستوستيرون، فقط بكميات مختلفة.
    aslında, bu organ Leonardo da Vinci'nin aklını o kadar karıştırdı ki kalp üzerinde çalışmayı bıraktı. TED في الواقع فإن هذا العضو قد حيَّر ليوناردو دافنشي، لدرجة أنه تخلى عن دراسته.
    aslında tüm Avrupa'nın şu andaki durumu bir briç oyununa benziyor. Open Subtitles في الواقع فإن الوضع في أوروبا يشابه لعبة البريدج الآن
    aslında bugünlerde sandalyelerle aram pek iyi değil. Open Subtitles ..في الواقع فإن الكراسي ليسوا أصدقائي هذه الأيام سأقف وحسب
    Evrimi sabit bir değişim süreci olarak düşünürken aslında kodun büyük bir bölümü değişmez. Open Subtitles و بينما نحن نعتقد ان التطور بوصفه عملية تغير مستمر، في الواقع فإن الغالبية العظمى من الشيفرات يتم حفظها.
    aslında gittikçe daha da tuhaflaşıyor. Şöyle ki, kasırga vurduğu esnada bilim müzesinde, kasırga gösterimi ile oynuyordum. Bu yüzden onun telefonunu kaçırdım. Caitria'dan bir telefon aldım, haberleri duydum TED في الواقع فإن الذي حصل كان أغرب. حيث كنت في متحف العلوم في الوقت الذي ضرب فيه الاعصار، ألعب مع شاشة عرض الأعاصير. لذا فقد فاتتني مكالمتها. تلقيت مكالمة من كايتريا، و سمعت الأخبار،
    aslında, Higgs alanı bir ışık düğmesini kapatmadan önce sıkışmasına benzer gibi sıfır değildir ama asıl gücünden 10.000 trilyon kat güçsüzdür. TED في الواقع فإن حقل هيغز في حالة عمل بشكل طفيف، ليس صفرا ولكن 10000 تريليون مرة أضعف مما قد يكون عليه في حالة العمل، أشبه بمفتاح المصباح الذي علق قبل وضع الإقفال.
    aslında, "Cennet" kelimesi de Pers kökenlidir. Open Subtitles في الواقع , فإن كلمة "الجنة" هي كلمة الفارسي
    aslında, istatistiksel olarak, teyzemin, bir ayıya saldırması, daha yüksek bir ihtimal ama... Open Subtitles fontcolor="#ffff00" في الواقع , فإن الإحصاءات صالح يجري نهشت التي تحمل عمتي , ولكن
    aslında Şef Robertson, gece için bizzat bir davetiye gönderdi. Open Subtitles في الواقع فإن كابت "روبرتسون" ارسل الى دعوة رسمية لاحضر هذه الامسية
    aslında tüm hayatım boyunca yaptığım en eğlenceli işleri bu sene Noel sıraları New York'ta Guggenheim'da gerçekleştirdim. TED في الواقع فإن أحد أمتع الأشياء التي قمت بها في حياتي، كانت في موسم أعياد الميلاد في (متحف) غوغنهايم في نيويورك.
    İki ayak üstünde durmak aslında Lucy'i ne daha hızlı ne de daha güvende kılıyor. Open Subtitles في الواقع , فإن المشي على قدمين لم جعل من (لوسي ) سريعة ولا آمنه أكثر

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more