Kasabaya dönerken dondurma almanız için sizi Tam zamanında geri götüreceğim. | Open Subtitles | سوف أعود في الوقت المحدّد وأُحضر لكم الأيس كريم ونعود إلى المدينه |
Tam zamanında geldin ve bir de bana müşteri getirdin. | Open Subtitles | في الوقت المحدّد تماماً، وأحضرتَ لي زبوناً |
Tam zamanında geldin ve bir de bana müşteri getirdin. | Open Subtitles | في الوقت المحدّد تماماً، وأحضرتَ لي زبوناً |
Hayır, çocuklarım bile vaktinde kalkıp hazırlanıyorsa, o da hazırlanmalı. | Open Subtitles | لا , لو كان أطفالي بإمكانهم الإستيقاظ و اللبس في الوقت المحدّد ، فإمكانها كذلك ، حسناً |
Hayır, çocuklarım bile vaktinde kalkıp hazırlanıyorsa, o da hazırlanmalı. | Open Subtitles | لا , لو كان أطفالي بإمكانهم الإستيقاظ و اللبس في الوقت المحدّد ، فإمكانها كذلك ، حسناً |
Çok iyi , Tam zamanında. | Open Subtitles | جيّد جدا. بالضبط في الوقت المحدّد |
Tam zamanında orada olacağız Marjorie. Kuru temizleyiciye gidip elbisemi alman gerekiyordu. | Open Subtitles | (سنصل في الوقت المحدّد (مارغوري - أريد منك الذهاب لمحل التنظيف - |
Görüyorsun, teklonojimiz şimdiye kadar öyle ilerledi ki, basit bir "oh,uçuşun Tam zamanında" bile artık bizi tatmin etmiyor. | Open Subtitles | أترى، لقدتطّورناكثيراًفيالتكنولوجيا، لم نعد نرضى بعبارة " لقد وصلت "طائرتك في الوقت المحدّد |
Tam zamanında geldik. | Open Subtitles | نحن في الوقت المحدّد بالضبط |
Tam zamanında. | Open Subtitles | في الوقت المحدّد |
Farrow'un sadık yardımcısı dükkânı kapıyor. Tam zamanında. | Open Subtitles | "مساعد (فارو) الأمين يغلق المحلّ، في الوقت المحدّد تماماً" |
Tam zamanında. | Open Subtitles | في الوقت المحدّد |
İşte geldik. Tam zamanında. | Open Subtitles | ها نحن أولاء في الوقت المحدّد |