Baltimore'da temiz idrar bulmak istiyorsan, beş doları gözden çıkaracaksın. | Open Subtitles | حاول أنت أن تجد بولا نظيفا في بالتيمور خمسة دولارات |
Burada, Baltimore'da ve "evim" diyebileceğin her yerde, sözüm hala geçerli. | Open Subtitles | هنا في السجن أو في بالتيمور وفي أي مكان تُسمّينَهُ منزلا |
Um, Billy Ray, Baltimore'da buz kıracağıyla öldürülmüş. Çevreye sorduk biz de. | Open Subtitles | بيلي راي قتل بواسطة معول ثلج في بالتيمور لقد سألنا في الجوار |
Benim de çocuğum var... Baltimore'da yaşıyor. Ne istersin, Lou? | Open Subtitles | نعم , حسنا , انا لدي ابن يعيش في بالتيمور |
DMV veri tabanındayım... Baltimore'daki eski model Ford kamyonetleri kontrol ediyorum. | Open Subtitles | أنا في قاعدة بيانات إدارة المرور أبحث عن موديل حديث لسيارة فورد صغيرة في بالتيمور |
Baltimore'da gerçekten mükemmel bir anestezi simülasyon laboratuvarları var. | TED | لديهم مختبر محاكة التخدير هنا في بالتيمور. |
Bu kadar özleyeceğimi bilseydim seni Baltimore'da evlenmeye zorlardım. | Open Subtitles | لو أَعرف كم أنا أَتغيب عنك، كنت سأَجعلك تتزوجني في بالتيمور |
Açıkçası, Baltimore'da kaçıp evlenmesinden korktum. | Open Subtitles | بصراحة، خفت فراراً للدعم هناك في بالتيمور |
Adım Kıvırcık Jackson. Baltimore'da Gad Bryan'la çalıştım. | Open Subtitles | اسمي كارلي جاكسون عملت مع جاد براين في بالتيمور |
Bizi Baltimore'da sivil bir limanda bağladılar. | Open Subtitles | هم عندهم ربطنا في حوض السفن المدني في بالتيمور. |
Bunu ona Baltimore'da verdiğimi hatırlıyorum. | Open Subtitles | أنا أتذكّر حين أعطيته له عندما كنا في بالتيمور |
Bir yıldan bu yana Birleşik Devletler'deki ilk uçak kaçırma teşebbüsü bugün Baltimore'da gerçekleşti. | Open Subtitles | ألمحاولة ألأولى للسطو تمت في ألولايات المتحدة قبل أكثر من عام تمت ليلاً في بالتيمور ، وفشلت |
Demek burada yaşıyorsun, ama zamanını Baltimore'da geçiriyorsun, ha? | Open Subtitles | إذن أنت تعيشين هنا ، لكن تقضين معظم الوقت في بالتيمور ، صحيح ؟ |
Baltimore'da biri için yapıyor musun? | Open Subtitles | هل تقومين بذلك حاليا لمرشح في بالتيمور ؟ |
Siyahsan ve yetenekliysen, Baltimore'da işin ne, değil mi? | Open Subtitles | إن كنت موهوبًا وأسود لما ستبقى في بالتيمور ؟ |
Kim derdi ki Baltimore'da hala gerçek suçlular var. | Open Subtitles | تيقنت أنه بقيَ مجرمون حقيقيون في بالتيمور |
Burada bulunan herhangi birisi, gerçekten Baltimore'da suç oranının düştüğüne inanıyor mu? | Open Subtitles | هل هناك شخص في هذه الغرفة يصدّق أن الجريمة اِنخفضت في بالتيمور ؟ |
Summers'ın evinin yakınındaki tek liman Baltimore'da | Open Subtitles | انها صندوق. انها صندوق كبير ميناء الشحن الوحيد قرب شقة سمرز كان في بالتيمور |
Baltimore'da tek bacağı olan, yaşlı beyaz birini bulmak o kadar da zor değil. | Open Subtitles | ليس من الصعب إيجاد رجل ذو ساق واحده, عجوز, أبيض قاتل في بالتيمور |
Baltimore'daki tek ayaklı taksicileri aramaları gerekiyor. Kaplan Pervane, sen de sıra. Güvertede, P-51 Mustang. | Open Subtitles | عليهم البحث عن سائق سيارة أجرة برجل واحده في بالتيمور تعلمون, يارفاق الأمر لايعني أننا نعرف بعضنا خارج الحقل |
Uyulması gereken protokoller var Büyükelçi Prentiss, yerel polis ya da Baltimore'daki FBI ofisi var. | Open Subtitles | توجد بروتوكولات ايتها السفيرة برينتس الشرطة المحلية يوجد مكتب للأف بي اي في بالتيمور |