"في بريطانيا" - Translation from Arabic to Turkish

    • İngiltere'de
        
    • Britanya'da
        
    • İngiltere'deki
        
    • Britanya'daki
        
    • İngiltere'nin
        
    • İngiltere'ye
        
    • Krallık'ta
        
    • İngilterede
        
    • Britanya'nın
        
    • Britanya'dasın
        
    İngiltere'de bugün tükettiğimiz her bir kalorilik yiyeceğin üretilmesinde 10 kalori harcanıyor. TED فكل كالوري نستهلكه من الطعام في بريطانيا اليوم، يتطلب 10 كالوري لأنتاجه.
    Sadece İngiltere'de ve Amerika'da değil, Fransa ve Macaristan'da, Brezilya'da, Myanmar'da, Yeni Zelanda'da. TED ليس فقط في بريطانيا و أمريكا، بل في فرنسا وهنغاريا والبرازيل ومينمار ونيوزلندا.
    Unutmayın ki, Hadrianus Duvarı Roma'lıların İngiltere'de 100 yıl fazla kalmalarını sağlamıştı. Open Subtitles تذكر أن سد هيدريان هو ما أبقى الرومان في بريطانيا لمئة عام
    Çocuklarınıza 2008'de Britanya'da bilim öğreten birinin böyle olmasının ister miydiniz? Open Subtitles هل تريدون شخصاً مثل هذا يدرس العلوم لأبنائكم في بريطانيا 2008؟
    İngiltere'deki Özel Şube, bütün havayollarının... ve gemilerin yolcu listelerinden onun izini sürüyor. Open Subtitles الفرع الخاص في بريطانيا يحاول تتبعه خلال قوائم المسافرين لكل شركات الطيران والعبارات.
    Dermatolog olmadan önce genel tıpla işe başladım, Britanya'daki çoğu dermatoloğun yaptığı gibi. TED قبل أن أصبح مختص في الأمراض الجلدية بدأت بالطب العام ومثل ما يفعل معضم اخصائي الأمراض الجلدية في بريطانيا
    Ertesi ay Paul Raymond, İngiltere'nin en zengin adamı ilan edildi. Open Subtitles في الشهر الذي تلا وفاتها سمي والدها كأغنى شخص في بريطانيا
    Ve bu İngiltere'de deniz kenarında bir kafe. TED وهذا هو مقهى على شاطئ البحر في بريطانيا.
    İngiltere'de yaşanacak en kötü yer seçilmişti. TED و حصلت في التصويت على نتيجة أسوأ مكان للعيش في بريطانيا.
    Bu çok iyi bir adımdır. Bana göre İngiltere'de uygulanacak daha da iyi bir yöntem, insanlara TED هذا جميل الى حد ما على سبيل الجدل ، في بريطانيا هناك اطار افضل بكثير للمرجعية
    Kömür üretimi İngiltere'de 1918'de doruğa ulaştı ve ondan bu yana sürekli düştü. TED ثم بعد ذلك، في 1918، انتاج الفحم في بريطانيا بلغ ذروته و هو في انحدار منذ ذلك الحين
    Onun öldüğü gün ya da öldüğü o anda, İngiltere'de bir çeşit duraksama oldu, ve insanlar, bir kitle halinde, onun yasını tutma kararı aldılar. TED كان هناك نوع من الركود التام في بريطانيا ذلك اليوم أو في لحظة وفاتها و قرر الناس الحزن على وفاتها بطريقة جماهيرية
    İngiltere'de bugün, en yeni iş ilanlarının reklamı olmuyor. TED لقد أصبحت اليوم في بريطانيا أكثر فرص العمل غير معروضة.
    Peki burada, Büyük Britanya'da, ne çeşit bir destek gördünüz? Open Subtitles أي نوع من الدعم قد تلقيته هنا في بريطانيا العظمى؟
    Kitap sıradışıydı çünkü El-Kaide yanlısı bir İngiliz tarafından yazılmıştı ve Britanya'da saldırılar yapılmasını öneriyordu. TED كان الكتاب غير عادي لأنه مكتوب من قبل مؤيدٍ بريطاني لتنظيم القاعدة، ويدعو المؤلف في هذا الكتاب لشن هجمات في بريطانيا.
    Şu anda Birleşik Krallıkta yüksek riskli bir mahkum ve Britanya'da tutuklanan en önemli El-Kaide figürlerinden biri. TED هو الآن سجين في المملكة المتحدة تحت حراسة مشددة وهو واحدٌ من أهم عميلي تنظيم القاعدة الذين اعتُقلوا في بريطانيا.
    Anladığım kadar İngiltere'deki emekli maaşınız bir kısım medyanın çok didiklediği bir konu. Open Subtitles و المشكلة كما أرى أن معاش تقاعدك في بريطانيا يعتبر مادة خصبة للإعلام
    İngiltere'deki yayımcılardan biri geçen yıl 3 milyar dolar kar etti. Open Subtitles أحد الناشرين في بريطانيا جنى ثلاثة بلايين دولار أرباحا العام الماضي.
    Britanya'daki Keltler, Romalılar tarafından yönetiliyordu. TED كان الرومان يحكمون شعوب الكلت في بريطانيا.
    Bu İngiltere'nin ilk milli engelli orkestrası olacak. TED ستكون الاولى من نوعها على الاطلاق في بريطانيا الاوركسترا العالمية للمعوقين
    Buraya oturabilirim ya da sen benimle İngiltere'ye oturabilirsin. Open Subtitles وسأقيم معك هنا او ان تقيمي معي في بريطانيا
    Birleşik Krallık'ta ve ABD'de de trahom vardı. TED الآن، كانت التراخوما متواجدة في بريطانيا والولايات المتحدة.
    Biz bu sıkışmaya burada İngilterede ve dünyanın her yerinde yiyecekleri çöpe atarak büyük katkıda bulunuyoruz. Biz o aç insanların bel bağladığı yiyecekleri market raflarından alıyoruz. TED ساهمنا في تلك الأزمة من خلال إيداع الطعام في الحاويات هنا في بريطانيا وفي كل مكان في العالم. نحن ننزع الطعام الذي يعتمد عليه الجوعى من على رفوف المتاجر.
    Bugün, Eric Cantona Old Trafford'a geri dönüyor Britanya'nın en yetenekli, en agresif ve en çok konuşulan futbolcusu. Open Subtitles اليوم, في استاد أولد ترافورد انها عوده إريك كانتونا اكثر لاعب موهوب, مزاجي, ومشهور في بريطانيا
    Hâlen Britanya'dasın. Open Subtitles لا تزال في بريطانيا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more