Belçika'da film yaptıklarını bile bilmiyordum. | Open Subtitles | لا أعرف حتى أنهم يصنعون الأفلام في بلجيكا |
Belçika'da 96'da kendi adına 3 aylığına telefonu olmuş. | Open Subtitles | وكان لديها هاتف باسمها في بلجيكا لمدة ثلاثة أشهر عام 96 م. |
Paul ve Tatiana çocukları Roger, Diane, Lys, Tresor ve evlat edindikleri yeğenleri Anais ve Carine ile birlikte Belçika'da yaşıyorlar. | Open Subtitles | بول وتاتيانا الآن يعيشون في بلجيكا مع أطفالهم روجير, ديان, اليز, تريسور وبنات أخيها بالتّبني أنيس وكارين |
- Belçika'daki çalışmalar göstermiştir ki yeni cinsel ilişkiye girmiş bir kadın yürüme şeklinden belirlenebilir. | Open Subtitles | الدراسة في بلجيكا أظهرت إن النساء يجدن اللذة في الجماع الاخير ويمكن ان يعرف ذلك من طريقة مشيها |
Yakınlarda sızan bu 3 slayt İngiliz GCHQ istibarat ajansı tarafından yönetilen buradaki, Belçika'daki, bir dinlemeyi detaylandırıyor. | TED | وهذه التسريبات الأخيرة من هذه الشرائح الثلاث فصلت في عملية اديرت عن طريق مركز ال جي سي اتش كيو للاستخبارات من المملكة المتحده لاستهداف الاتصالات هنا في بلجيكا. |
Belçika'ya hoş geldin. | Open Subtitles | مرحبا بك في بلجيكا |
1952'de Belçika'da bir çocuk bunların yüzünden neredeyse ölüyordu Orada. | Open Subtitles | في بلجيكا ، 1952, طفل كاد ان يموت بسببها |
Kek Üstü'nün Belçika'da da 4 numarada olduğunu bil. | Open Subtitles | عليك أن تعرف أنها الأغنية الرابعة في بلجيكا |
Belçika'da bu tür şeyler yaparak bazı çevrelerce ünlemiş bir taklitçi var. | Open Subtitles | يوجد مزور في بلجيكا أصبح مشهوراً جداً على بعض النطاقات لهذا النوع من الأعمال |
Aslında Belçika'da da olmayacak, öyle değil mi? | Open Subtitles | إنه لن يعود أبدا هنا في بلجيكا أيضا ، أليس كذلك؟ |
Ama sonradan farkına varıyorsun ki, Belçika'da değil de güzel bir yerde olsaydı, daha çok insan görmeye gelirdi. | Open Subtitles | لو تخيلت أنها ليست في بلجيكا وكانت في مكان آخر جيد |
Gerçi hiçbir zaman Belçika'da da olamayacak, değil mi? | Open Subtitles | إنه لن يعود أبدا هنا في بلجيكا أيضا ، أليس كذلك؟ |
Erkeklerimiz Belçika'da kendileri yıkamak zorunda kalacaklar. | Open Subtitles | رجالنا سوف يضطرون إلى غسلها بأنفسهم في بلجيكا |
Yılın bu zamanlarında Belçika'da havanın çok kötü olduğu aklıma geldi. | Open Subtitles | يبدو أنّ الجو في "بلجيكا" سيء في هذا الوقت من السنة |
Biri Oslo'da, ikincisi Belçika'da üçüncüsü Kuzey Afrika'da. | Open Subtitles | أحد المقيمين في أوسلو أوه، الثاني في بلجيكا والثالث في جنوب افريقيا |
Bundan 400 yıl sonra, Avusturya'da bir rahibe Belçika'daki müttefiklerden bir papazda tariflere birebir uyan bir kitap gördüğünü bildirdi. | Open Subtitles | "لكن قبل 400سنه راهبه من "النمسا بلغت عن رؤيه كتاب يطابق هذه المواصفات "بحوزه قس متحالف في "بلجيكا |
Bunu Belçika'daki müşterilerine gönder. | Open Subtitles | إرسالها إلى العملاء في بلجيكا. |
Bunlar Belçika’daki satış ekiplerinden. | TED | هذه فرق البيع في بلجيكا |
Belçika'ya hoşgeldiniz. | Open Subtitles | مرحبا بكم في "بلجيكا" |
Alo, bir Belçika numarası aramak istiyorum lütfen. | Open Subtitles | آلو, نعم, أريد الإتصال برقم في بلجيكا, من فضلك. |
Görünüşe bakılırsa, Bruges, Belçika'nın en iyi korunmuş ortaçağ kentine benziyor. | Open Subtitles | بروجز هي أكثر مدينة محتفظة بملامحها القديمة من العصور الوسطى في بلجيكا كلها على ما يبدو |
- Belçika'dan Birinci Leopold. | Open Subtitles | الأول في بلجيكا |
Peki o zaman CIA niye patentleri kabuk bir şirkete kaydetsin? | Open Subtitles | -ولم السي آي ايه تحتاج لخزنة أمانات في بلجيكا |