"في بوسطن" - Translation from Arabic to Turkish

    • Boston'da
        
    • Boston'daki
        
    • Boston'a
        
    • Boston'dayız
        
    • Boston'ın
        
    • Boston'dan
        
    • Boston'dalar
        
    Boston'da MIT'de bilim adamları Kismet adında bir robot geliştirmiş. Open Subtitles اخترع العلماء في معهد ماساتشوستس للتكنولوجيا في بوسطن إنساناً آلياً
    Bir süre önce Boston'da, sokakta arkasında "Lütfen bana vurmayın" Open Subtitles منذ فتره في بوسطن رأيت هذا الرجل العجوز في الشارع
    Geçtiğimiz yıl Boston'da Amerika için Programla girişimi kapsamında çalışan bir takımımız vardı. TED كان لدينا فريق من الزملاء في بوسطن السنة الماضية عن طريق برنامج: البرمجة لأجل أمريكا.
    Boston'daki tren hattının üzerine dikkatli bakın. TED لاحظوا هذه الصورة أعلى الخط البرتقالي في بوسطن
    Boston'daki bu toplantı üç şeye yol açtı. TED وقد خلص ذلك الاجتماع في بوسطن إلى 3 أشياء.
    Boston'da bulunan önemli bir medikal araştırma enstitüsüyle ortak olduk. TED إشتركنا مع مؤسسة طبية بحثية رائدة في بوسطن.
    Aslında Boston'da tam tersine, yanlış bir uygulama yaptık. TED لقد قمنا بعمل شيئ خاطيء تماماُ في بوسطن.
    Hepimiz Boston'da yaşanan faciaya tanık olduk. TED جميعنا تابع المأساة التي حدثت في بوسطن.
    Ve belki de Boston'da yaşamakta olan bir İtalyan film yapımcısının bu hikaye ile neden, nasıl bu kadar ilgilendiğini düşünmektesiniz. TED و الآن ربما تتسائلون. لماذا, كيف, سينمائي ايطالي يقيم في بوسطن يهتم كثيرا بهذه القصة؟
    2012 yılında, Boston'da okul sonrası programa katılan lise öğrencileri ile dolu kalabalık bir sınıfta oturuyordum. TED في عام 2012، كنت أجلس في غرفة مليئة بطلاب المدرسة الثانوية الذين كانوا يؤدون برنامج ما بعد المدرسة في بوسطن.
    Ginkgo Bioworks merkezli çalışıyorum, Boston'da bulunan bir biyoteknoloji girişimi. TED أنا حالياً أعتمد على جنكو بيوووركس، التقنية الحيوية التي بدأت في بوسطن.
    İşte benim Boston'da keşfettiğim buydu -- yaşadığım dilsel hüsran aynı zamanda motive ediciydi. TED وهذا ما اكتشفته في بوسطن .. وهو أن الإحباط كان شديد التحفيز.
    Boston'da bir otel odasında uyandım, aklımda tek şey vardı: Diş ağrısı. TED أستيقظ في غرفة فندق في بوسطن ولا أفكر سوى بشيءٍ واحد ألم أسناني.
    Boston'da birlikte olacağız. Bence evlenmeliyiz. Open Subtitles سوف نكون معا في بوسطن وأعتقد بأننا يجب أن نتزوج.
    Onları, Providence'de bayıIttım, Boston'da yere serdim. Open Subtitles أسقطتهم مغمى عليهم في بروفيدانس و ذبحتهم في بوسطن
    Yaklaşık 500 Providence'da, 700 de Boston'da. Open Subtitles أنا قد بعت 500 دستة في بروفيدانس و 700 دستة في بوسطن إنتظر. إنتظر.
    Hiçbir şey Boston'da ve Londra'da hayal ettiğim gibi olmayacak. Open Subtitles والأمر ليس كما تصورته أن يكون حين فكرت فيه في بوسطن ولندن
    Bunu Boston'daki bir okulda yaptım, yaklaşık 70 tane yedinci sınıf çocukları ile -- 12 yaşındalar. TED حسناً , لقد قمت بهذا في مدرسة في بوسطن مع 70 طالب من الصف السابع أبناء 12 عاماً
    Boston'daki o okul sonrası programında, o çocuklar gerçekten cinsellik hakkında ve pornografi hakkında konuşmak istediler. TED لهذا في برنامج بعد المدرسة في بوسطن هؤلاء الأطفال احتاجوا فعلًا للتحدث حول الجنس، واحتاجوا فعلًا للتحدث حول الإباحية.
    Boston'daki halini hatırlıyorum. Hatırlıyor musun? Open Subtitles أتذكرك بينما كُنتى في بوسطن, هل تتذكرين؟
    Bir de Boston'a yerleşme kısmı var. Boston'a bayılırım. Open Subtitles بالاضالة الى العيش في بوسطن فأنا أحب بوسطن
    Yeniden Boston'dayız. Odamda oturuyor, bir kitap okuyorum. Open Subtitles كنا في بوسطن, اجلس بغرفتي,وأقرأ كتابا
    Tabii bilmiyordu ki Boston'ın en büyük kristal meth satıcısı ve Jorge'nin patronu sizdiniz. Open Subtitles هو لم يكن يعرف أنك أيضاً أكبر تاجرة لمخدر الكريستال ميث في بوسطن و رئيسه خورخي
    Maine'deki grup evleri maalesef doluymuş ama Boston'dan iki evle irtibata geçmemizi sağladılar. Open Subtitles ''المساكن الجماعيّة في ''ماين ممتلئةٌ لسوء الحظّ. ''لكنّهم أرشدونا إلى مسكَنين في ''بوسطن.
    - Hafta sonuna kadar Boston'dalar. - Menajerlerini ara. Open Subtitles هم في بوسطن حتى نهاية الأسبوع اتصل بـ مديرهم

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more